Senin cürmün, o şerefli “1923”ün harfleri kadar bile etmezken, nasıl olur da Cumhuriyet’in temellerine dil uzatırsın? Hangi cüret, hangi haysiyetsizlik, hangi utanmazlık seni bu kadar pervasız kıldı?

“Türk kelimesinden tiksiniyorum” demişsin.

O halde sen sadece bu milletin kimliğine değil, şehitlerin kemiklerine, kadınların tırnaklarıyla kazıdığı bir kurtuluş destanına, yetim çocukların ekmek yerine taşı öptüğü yıllara da tükürmüşsün.

Ama bil: bu asil Türk milleti, seni senin tükürüğün le boğar çünkü sen bu milletin tükürüğüne bile layık değilsin Yelizzzz

Cumhuriyet bir “darbe”ymiş… Hadi oradan çapsız!
Cumhuriyet; kul olmaktan birey olmaya geçişin adıdır!
Cumhuriyet; saray uşaklığından yurttaş olmaya yükseliştir!
Cumhuriyet; mürit değil, düşünen insan olmanın, özgür doğmanın, eşit yaşamanın devrimidir!

Sen ve senin gibiler, Cumhuriyet’in o kutsal sofralarına oturup, sonra artıkları beğenmeyen nankör kedilere benziyorsunuz. O masa sana oy getirdi, unvan verdi, kürsü verdi, koruma verdi, maaş verdi… Sen de döndün ve o sofraya ihanet ettin. Sen, tokken bile açgözlü kalanların utanmaz sembolüsün.

Sen aslında bir birey değil, bir zihniyetin ucuz suretisin.
Senin ağzından çıkan her söz, toplumun gericiliğe sürüklenmesine duyulan arzunun çığlığıdır.

Tiksindiğin o “Türk” kimliği, bin yıllık bir medeniyetin taşıyıcısıdır.
Senin köksüzlüğün, onun köklülüğüne çarpınca böyle kusuyorsun Yelizzzzz

Çünkü senin ne mensubiyetin belli, ne de sadakatin.
Senin yerin; ne Anadolu’dur, ne de meclis.
Senin yerin; tarih çöplüğünde, isim verilmeden unutulanların arka sayfasıdır o kadar

Ey Meclis’e sırtını dayayıp millete düşmanlık kusan şahıs!

Vekil olmanın bir tek anlamı vardır: Temsil etmek.

Sen kimin vekilisin? Cumhuriyet’ten tiksinenin halkı mı olur?
Milletin vergisiyle maaş alıp, o milletin adını kirletmeye cüret ediyorsun.
Bu yalnızca bir ahlaksızlık değil, aynı zamanda anayasal bir suçtur bıyıklı Yelizzzz 

Anayasa madde 2:

Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

Sen bu tanımı yok sayarak yalnızca Cumhuriyet’e değil, Anayasa'ya da ihanet ettin.
Ve bu, “düşünce özgürlüğü” ile açıklanamaz.

Bu düpedüz bir kin, bir sabotaştır.

Tarih Bilmez  Karakter Yeliz,

1923’ü “darbe” sanan biri, tarih bilmez değil sadece; karakterden de yoksundur.

Çünkü 1923; saraydan değil, cepheden gelen bir halk iradesidir.

Bu topraklar 1923’te; Halife’ye değil, halka yaslandı.
O gün, kulluk bitti; yurttaşlık başladı.

O gün, düşman kovuldu; meclis kuruldu.

Ve sen bugün o mecliste, bu ihaneti dile getirebiliyorsan, bil ki bu ancak Cumhuriyet’in sana sunduğu “bağımsız kürsü” sayesinde mümkün olmuştur.

Meclise girmiş ilkel yaratık;
Sen o meclise girmemeliydin.
O koltuk, bu denli kirletilmemeliydi.
Ve bu millet, senin gibilerin ağzından çıkan yalanlara daha fazla maruz kalmamalıydı!

Derhal vekilliğin iptal edilmeli, halktan ve Cumhuriyet’in kurucularından alenen özür dilenmelidir.

Çünkü senin bu ülkede söyleyebildiğin her cümle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sana sağladığı özgürlüğün utanç verici bir sonucudur.

Bak Yelizzzz, senin gibiler gider, Cumhuriyet kalır.
Senin gibi cibiliyetsizler susar, Türk milleti her 29 Ekim’de yeniden doğar!
Sevgiyle 
Leyla Yıldız Atahan

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve MANSET.DE editöryal politikasını yansıtmayabilir.