Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler), artan personel maliyetleri nedeniyle işten çıkarmaların kaçınılmaz hale gelebileceğini savunuyor. İşveren birlikleri, yükseliş trendindeki enerji, kira ve hammadde fiyatlarıyla birleşen iş gücü maliyetlerinin özellikle düşük kâr marjıyla çalışan işletmeler için “sürdürülemez” hale geldiğini belirtiyor. Almanya Orta Ölçekli İşletmeler Birliği, birçok firmanın 2026’ya yönelik olarak şimdiden pozisyon azaltma, kısmi zamanlı sözleşmelere geçiş veya bazı iş kollarını kapatma yönünde adımlar attığını aktarıyor.
Perakende, temizlik, gastronomi ve lojistik gibi emek yoğun sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin ise söz konusu zam beklentisi nedeniyle gelecek dönem stratejilerini yeniden gözden geçirmek zorunda kaldığı ifade ediliyor. Bazı işveren temsilcileri, maliyet baskısının artmasıyla otomasyonun daha fazla ön plana çıkabileceğini dile getiriyor.
Ekonomistler Temkinli: Etki Sektöre Göre Değişebilir
Ekonomistler ise işverenlerin uyarılarına karşın daha temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Asgari ücret artışının düşük gelirli çalışanlar için önemli bir alım gücü desteği olduğu vurgulanırken, istihdam üzerindeki etkilerin sektörlere ve bölgelere göre farklılık gösterebileceği ifade ediliyor. Uzmanlara göre çalışan deviniminin yüksek olduğu sektörlerde firmalar, iş gücü kaybı yaşamamak için artan personel maliyetlerini fiyatlara yansıtabilir; bu da enflasyonist baskıları artırabilir.
Sendikalardan Karşı Çıkış: “İnsani Bir Zorunluluk”
Sendikalar ise işverenlerin açıklamalarını eleştirerek, asgari ücretin artırılmasının insani yaşam koşullarının sağlanması adına bir zorunluluk olduğunu savunuyor. Özellikle büyük şirketlerin maliyet artışlarını bahane ederek kitlesel işten çıkarmalara yönelmesini “spekülatif” bir tutum olarak nitelendiren sendikalar, işverenlerin bu yaklaşımının siyasi baskı oluşturmayı amaçladığını ileri sürüyor.
