Gazze’de ikinci yılına giren savaş, bölgede milyonlarca sivili temel yaşam koşullarından mahrum bırakırken, en ağır bedeli çocuklar ödüyor. Filistin Sağlık Bakanlığı’na göre bugüne kadar aralarında 154 çocuğun da bulunduğu 459 kişi açlık nedeniyle hayatını kaybetti.
Bir Çocuğun Hayatta Kalma Mücadelesi
Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Nusayrat Mülteci Kampı’nda yaşayan Nafız, yetersiz gıda ve ilaç nedeniyle artık yürüyemiyor. Normalde 30 kilogram civarında olması gereken 10 yaşındaki çocuk, kemik ve deriden ibaret bir hâle geldi.
Ailesi, İsrail saldırıları nedeniyle Tuffah Mahallesi’ndeki evlerini terk ederek Nusayrat’ta bir çadırda yaşam mücadelesi veriyor. Nafız’ın annesi Rim Nasr, oğlunun durumuna ilişkin yaşadığı çaresizliği şu sözlerle anlattı:
“Oğlumu hastaneye götürüyorum ama doktorlar ‘ilaç yok, yapabileceğimiz bir şey yok’ diyor. Sadece serum takıyorlar ama fayda etmiyor. Elleri ve ayaklarına dokununca canı yanıyor. O kadar zayıfladı ki, kucağıma almaya korkuyorum; kemikleri kırılacak diye endişe ediyorum.”
“Artık 4 Aylık Bebek Gibi”
Rim Nasr, savaş öncesi oğlunun yürüyebildiğini ve az da olsa konuşabildiğini belirterek şunları söyledi:
“Eskiden normal bir çocuk gibiydi. ‘Anne’ ve ‘baba’ diyordu. Savaş başladıktan sonra yürüyemez oldu. Şimdi 4 aylık bir bebek gibi, ayakta duramıyor. Her hastane dönüşünde biraz daha kilo kaybediyor.”
Gazze’de hastanelerin büyük bölümünde ilaç, tıbbi malzeme ve gıda eksikliği sürerken, Birleşmiş Milletler kurumları bölgedeki durumu “tam ölçekli bir insani felaket” olarak tanımlıyor.
“İnsani Kriz Derinleşiyor”
İnsani yardım kuruluşları, Gazze’de yaşanan açlığın kasıtlı olarak yaratıldığına dikkat çekiyor. İsrail’in sınır kapılarını kapalı tutması, yardım tırlarının girişini kısıtlaması ve sağlık altyapısının çökmesi sonucu binlerce hasta tedaviye erişemiyor.
Gazze’deki durum, savaşın ikinci yılına girerken her geçen gün kötüleşiyor. Anne Rim Nasr, tek dileğinin oğlunun yeniden iyileşmesi olduğunu söylüyor:
“Oğlumun yaşamasını, tedavi edilmesini istiyorum. Savaş bitsin, çocuklarımız normal bir hayat yaşasın.”