Federal Meclis'te Askıya Alma Kararı Alındı
Geçtiğimiz Cuma günü Federal Meclis’te kabul edilen yasa uyarınca, ikincil koruma hakkına sahip kişiler için aile birleşimi uygulaması iki yıl süreyle askıya alındı. Koalisyon mutabakatına göre bu düzenleme süresinin dolmasının ardından yeniden uzatılması mümkün olmayacak. Önceki düzenlemede, bu statüdeki kişilere yönelik aile birleşimi ayda 1.000 kişiyle sınırlandırılmıştı.
SPD, bu düzenlemeye karşı çıkarak, anayasal haklara vurgu yaptı. Parti tarafından yapılan açıklamada, “Anayasa, evlilik ve aileyi, köken ya da ikamet durumuna bakılmaksızın özel koruma altına almaktadır. Bu nedenle, iki yıllık sürenin sonunda aile birleşimi için herhangi bir kota sistemi uygulanmamalıdır” denildi.
İkinci Kriz Noktası: Geri Göndermeler
SPD’nin parti konferansında gündeme getirdiği bir diğer önemli konu ise Almanya’nın sığınmacı politikalarındaki uygulamalar oldu. Delegeler, “hukuka aykırı geri çevirmelerin derhal durdurulması” çağrısında bulundu. Bu çağrı, Berlin İdare Mahkemesi’nin Federal İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt’in talimatıyla Somali'den gelen üç sığınmacının Almanya'ya kabul edilmemesi yönündeki uygulamayı hukuka aykırı bulmasıyla daha da önem kazandı.
Parti yetkilileri, “Almanya, Avrupa ve kendi ulusal hukuk sistemine sadık kalmak zorundadır” açıklamasında bulunarak, sığınmacılara yönelik geri gönderme uygulamalarının hukuki temelden yoksun olduğunu savundu.
Sabit Sınır Kontrollerine de Ret
SPD, AB içinde serbest dolaşımı tehdit eden bir başka uygulamaya da net bir şekilde karşı çıkıyor. Parti konferansında alınan karar uyarınca, Almanya’nın Avrupa Birliği iç sınırlarında yürüttüğü kalıcı sabit sınır kontrollerine de son verilmesi isteniyor. Parti yönetimi ve parlamento grubu, bu kontrollerin kaldırılması için de kampanya yürüteceklerini bildirdi.
Politik Gerilim Tırmanıyor
Bu gelişmeler, koalisyon ortakları arasındaki siyasi gerilimin giderek arttığını ortaya koyuyor. CDU/CSU’nun daha katı sığınma ve göç politikalarına yönelik tavrı ile SPD’nin daha insani ve anayasa odaklı yaklaşımı, birçok temel konuda uzlaşmayı zorlaştırıyor.
Özellikle aile birleşimi gibi hassas konularda iki tarafın yaklaşımı arasındaki farklar, önümüzdeki dönemde koalisyon içinde daha büyük çatlaklara yol açabilir. SPD’nin “evrensel insan hakları” ve “anayasal değerler” vurgusu, CDU/CSU’nun güvenlik merkezli ve sınırlayıcı önerileriyle ciddi bir çatışma zemini oluşturuyor.
Almanya'nın göç ve iltica politikaları, hem iç siyaset hem de Avrupa Birliği bağlamında önemli tartışmalara sahne olmaya devam edecek gibi görünüyor.
MANSETDE