Son Dakika
TÜM HABERLER

Hamburg Manşet Gazetesinin Hamburg'daki Dernek Başkanları ile röportajı: "Hamburg'da Dernek Başkanları Konuşuyor"

Manşet Gazetesi olarak Hamburg ve Çevresi Türk Toplumu (TGH) başkanı Murat Kaplan, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Nord müdürü ve başkan yardımcısı Sedat Şimşek, Hamburg Anadolu Alevileri Kültür Birliği (Haak-Bir) başkanı Sait Aslan ve Avrupa İşadamları Derneği (EUBA) Kuzey Almanya başkanı Mehmet Emin Süzen ile görüşerek derneklerin faaliyetleri, hedefleri ve Korona döneminde yaşananlar gibi konularda bilgi aldık. Başkanların açıkladığı bilgilerin yanı sıra, dikkat çeken mesajlar verildi.

HAMBURG 14.10.2021, 19:31 14.10.2021, 20:00
Hamburg Manşet Gazetesinin Hamburg'daki Dernek Başkanları ile röportajı: "Hamburg'da Dernek Başkanları Konuşuyor"

Hamburg Manşet

'Hamburg'daki Dernek Başkanları Konuşuyor' başlıklı haberi buraya tıklayıp 8-9. sayfalarda online olarak okuyabilirsiniz.

Sedat Şimşek: ''Türkiye de burası da bizim memleketimiz''


Gençleri topluma kazandırırken, bir yandan da daha faal hale getirmek amacıyla yola çıktıklarını ifade eden Ditib Nord müdürü ve başkan yardımcısı Sedat Şimşek, kendi kimliklerin  kaybedilmeden içinde bulunduğumuz toplumun asıl üyesi olabilmek hedefinde olduklarını belirtirken, "Bugün temel ihtiyacımız cami inşa etmek değil, nesiller arasındaki bağı koparmamak, hatta güçlendirmek'' dedi.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Nord müdürü ve başkan yardımcısı Sedat Şimşek, DİTİB Nord'un faaliyetleri, başkanlık süreci, projeler ve hedefleri hakkında Manşet gazetesine açıklamalarda bulundu. 
Evli ve 3 çocuk babası olan Sedat Şimşek, fizik mühendisi ve 4 yıl boyunca dünyanın ikinci büyük nükleer araştırma merkezi olan DESY'de Rus, Amerikalı ve değişik ülkelerden gelen bilim adamlarıyla  çalıştı. Alman devletinin temel araştırmalar bütçesinde küçülmeye gitmesiyle birlikte Şimşek, bilgisayar sektöründe bağımsız şirket olarak otomasyon firmalarına 15 yıl boyunca hizmet verdi.
Bütün bu çalışmalarıyla eş zamanlı olarak Kuzey Alman Teşkilatında, Hamburg Ditib Nord'da fahri olarak Eyalet Birliği'nin başkanlığını yürüttüğünü belirten Şimşek, ''Camilerin bağlı olduğu bu çatı kuruluşta Eyalet Birlikleri 2009'da faaliyete geçti, sivil yapılanmanın başlamış olduğu 2009 yılında ilk başkan olarak beni seçtiler'' dedi. Mayıs ayına kadar başkanlığını sürdüren, Mayıs ayı itibariyle müdür ve ikinci başkan olarak görevini sürdürmeye başlayan  Şimşek konuyla ilgili olarak "Başkanlık fahri yapılan bir görevdir, ancak buradaki işlerin sağlıklı yürüyebilmesi için kadrolu çalışana ihtiyacı vardı. Köln beni uygun gördü, ben de zevkle kabul ederek kadrolu bir şekilde görevimin sıkı takipçisi olarak vazifemin başındayım.  Mayıs ayından itibaren başkan yardımcılığından başkanlığa geçen Tahsin Cem ile Ditib Nord'a koordineli şekilde hizmet veriyoruz'' şeklinde konuştu.
Şimşek: ''Burada her zaman 2. sınıf muamelesi göremeyiz''
Ditib Nord olarak kendilerine tanınmışlık sağlayan devlet anlaşmasını 2012 yılında imzaladıklarında resmen tanınmış bir cemaat olduklarını dile getiren Şimşek, o tarihten itibaren dini bayramların bildirme suretiyle resmi tatil olarak sayıldığı, en büyük hedeflerinin de kamu tüzel kişiliğine sahip olarak tanınmak olduğunu söyledi. Yapılan Devlet anlaşmasının çok güzel olduğunu, ancak başta CDU, SPD ve Yeşillerin başta olduğu Alman siyasilerden en ufak bir durumda Devlet Anlaşmasının iptal edilmesi gibi tartışmaların ortaya atıldığına dikkat çeken Şimşek, '' Şöyle bir durum sözkonusu oluyor; biz size Devlet anlaşması verdik, yaramazlık yaparsanız, uslu olmazsanız alırız geriye. Bu durumda da olmak istemiyoruz. Devlet Anlaşması bize verilen bir lütuf değil, karşılıklı güven ortamında, karşılıklı bir şekilde yaratılmış bir neticedir. Bize birileri ikramda bulunup Devlet Anlaşması vermedi. Bu anlaşma bizim kazancımız olduğu kadar Almanların da kazancıdır. Çünkü Almanlar genelde Batı kültürü, kendisinden olmayan bir yapıyı kabullenmede çok zorlanır. Hrıstiyanlar asırlarca protestanları bile kabullenmekte zorluk çekmişler ki müslümanları 60 yıl içinde nasıl kabul etsinler. Bu anlaşmayla Almanlar ilk kez kendinden olmayanı bir şekilde kabul etmişler gibi, bu Almanlar için daha büyük bir gelişme, o kadar medeni seviyeye geleceksin ki, müslüman olanı kendindenmiş gibi kabul edeceksin'' dedi. Kamu Tüzel Kişiliği ile ilgili Hamburg senatosunda önümüzdeki bir kaç ay içinde görüşmelerin başlayacağını, ancak bunun kaç sene süreceğinin belirsiz olduğunu söyleyen Başkan, Devlet Anlaşması müzakerelerinin 6 sene sürdüğünü hatırlatırken, '' Ama eninde sonunda bu statüye varabilmemiz gerekiyor, çünkü biz burada her zaman 2. sınıf muamelesi göremeyiz. Ya bu toplumdan olacağız ya da bu toplumda olmayacağız. Eğer biz bu topluma ait değilsek, o zaman bizim toplum nerede diye bakmamız gerekiyor. Eğer bu toplumda yerimiz varsa, o zaman 2. sınıf vatandaş muamelesi yapılmasın, eğer bu statüyü alamazsak bizi 2. sınıf kabul ediyorlar'' diye konuştu.

Projeler ve faaliyetler

"Alman devleti tarafından bütçesi sağlanan üç dört kişilik kadromuzla Müslüman gençlerin çalışmalarını güçlendirmeye yönelik çalışmalarda bulunduk." açıklamasında bulunan Şimşek, 2013 ila 2018 yılları arasında proje dahilinde aktif çalıştığını, gençleri topluma kazandırırken bir yandan da daha faal hale getirmek amacıyla yola çıktıklarını ifade etti. Cami kuruluşlarında yer alan eski üyelerin yerine, Alman ziyaretçi gruplarına cami rehberliği, diyalog çalışmaları ve halkla ilişkiler gibi konularda gençlerin daha uygun olduğunu, faaliyetlerde yer almaları için gençleri proje kapsamında eğittikleri ve kazandırdıklarını belirten Şimşek, belediye ve resmi makamlarla sağlanan ilişkilerde burada büyüyüp yetişmiş gençlerin daha yetkin olduğunu sözlerine ekledi. Şimşek sözlerine "Bugün temel ihtiyacımız cami inşa etmek değil, nesiller arasındaki bağı koparmamak, hatta güçlendirmek. Zaten birinci, ikinci nesiller yani büyüklerimiz dil bilmedikleri halde bu işi şu an bizim yapamayacağımız güzellikte ve uzmanlıkta yaparak bizlere bıraktılar. Şimdi bizim nesile düşen, yeni yetişen ve hem Alman kültürünü iyi tanıyan, hem de kendi kültürünü iyi tanıyan nesilleri güzel yetiştirerek, nesiller arası bağı kuvvetlendirmek suretiyle, sağlıklı bir şekilde geleceğe taşımak" şeklinde devam ederken, amaçlarının ikinci, üçüncü ve dördüncü neslin, büyüklerin kaldığı yerden görevi devralması olduğunu ve temel ihtiyaçlarının toplumda köklü bir şekilde yerleşebilmek, kendi kimliklerin kesinlikle kaybetmedilmeden içinde bulunulan bu toplumun asıl üyesi olabilmek olduğunun altını çizdi.

Aşı kampanyası ile Türk ve farklı ülke vatandaşlarına ulaşıldı

Bunun haricinde  pandemi öncesi her sene rutin uygulanan kermes gibi faaliyetleri, her yıl Ramazan ayında yapılan ve Türk vatandaşların yanı sıra dernek üyelerinin çevrelerindeki Alman komşularının ve özellikle kilise yetkililerinin de davet edildiği etkinliklerin başarıyla sürdürülmüş olduğunu söyleyen Şimşek, camiler ve bağlı derneklerin bünyesinde aşı kampanyaları gerçekleştirildiğini ve bu kampanyaların tamamıyle hemşiresinden doktoruna kendi bünyelerinde yürütüldüğünü dile getirdi. Aşı kampanyasının cemaat üzerinde Alman hükümetinin çağrılarından çok daha etkili olduğunu belirten Şimşek, Almanya genelinde ilk olarak Hamburg bölgesinde, ilk uygulamanın Mescid-i Aksa'da gerçekleştirildiğini ve daha önce yapılan kampanyaların ise Alman Kızılayı gibi başka kurumlarca uygulandığını söyledi. ''Müslüman insanlar olarak bu ihtiyacı farkediyor ve böyle imkanları sunacak güce ve kuvvete sahibiz mesajıbı vermek istedik'' diye konuşan Şimşek, Alman kuruluşlarının aşı  kampanyasında Türk vatandaşları ve mültecilere kolay ulaşamadıklarını, kendilerinin daha kolay ulaştıklarını belirtirken, kampanyada gençlerin fahri çalıştığını, gelenlerin yüzde 80'i Türk, bir kısmının Arap, Pakistan ve mültecilerin yanı sıra Alman vatandaşları olduğunu belirtti. Faaliyetler çerçevesinde korona öncesi yüz yüze gerçekleştirilen faaliyetlerin Korona döneminde online devam ettiğini ifade eden Şimşek,  gençlik sohbetleri, vaazlar, cuma vaazları, dil kursları dahil, kursların büyük bir kısmı ve yönetim toplantılarının online devam ettiğini söyledi. Dernek çalışmaları, muhasebe, gençlik kollarını güçlendirme seminerleri ise yine pandemi kuralları kapsamında yapılması planlanan etkinlikler dahilinde tutulurken, aşure ve iftar gibi organizasyonlar bu yıl için gerçekleştirilemeyen organizasyonlar olarak gelecek zamanlara ertelendi.
 

Sait Aslan: ''Farklı inançlı insanları soframıza davet edip buluşabiliyorsak, kendimizi başarılı bulacağız'' 


Hamburg Anadolu Alevileri Kültür Birliği (Haak-Bir) derneği Alevi kültürünü yaşatmayı, gelecek kuşaklara aktararak dünyaya tanıtmayı amaç edinmiş faal bir dernek. Şimdilerde pandeminin izlerini kendi emekleriyle silmeye çalışan dernek, pandemi döneminde ise tamamen üyelerin çabalarıyla birçok evsizleri giydirdi. Üyelerin topladıkları kıyafet ve ihtiyaç malzemeleri derneğin Gençlik Kolu üyelerinin yıkayıp, kıyafetleri ütüleyerek tekrar kullanıma kazandırılmasıyla örnek bir davranış sergilediler. 
Haak-Bir dernek başkanı Sait Aslan, Denetleme Kurulu'ndan Erol Buldak,  ilk Gençlik Kolu başanlığı yapmış olan Denetim Kurulu'ndan Fikret Akbıyık, Gençlik Kolu başkanı Tamer Can Tatar ve sekreter Sevgi Kaymaz derneğin faaliyetleri, hedefleri gibi konularda Manşet gazetesine açıklamalarda bulundular.
Haak-Birde iki dönemdir başkanlık yapan, aslen İskenderun, Hatay'lı bir memur ailenin çocuğu olan, 1988'de evlenerek Almanya'ya yerleşen, iki çocuk babası Sait Aslan, 1990'dan beri dernek içinde aktif yer alırken,  binanın yenilenmesi ve hedeflerin belirlenerek faaliyete geçirilmesinde rol alıyor. Kültürlerinin gelecek kuşaklara aktarılması ve çoğalarak ilerletilmesi  olduğunu belirten Aslan, özellikle mobilize yaşamı benimsemiş gençliğe hem kendi  kültürlerini unutmasını önlemek, hem de kendi kültüründen insanlarla ortak faaliyetlerde bulunmak adına birçok faaliyetlere imza attığını belirtti.  
Alevi inancında en büyük düşünce 'ırkların yolu değil kırkların yoludur'
Kültürü yaşatmak, bu kültürü Avrupa'da ileriye götürebilme konusunda kafa yorduklarını ifade eden Aslan, ''Güzel kültürümüzü insanlığa sunmak, insanların bu kültürden faydalanmasını isteriz. Onun için her zaman 'Gelin canlar bir olalım' deriz. Kapımız, sofralarımız herkese açıktır. Alevi inancında en büyük düşünce 'ırkların yolu değil kırkların yoludur'. Farklı inançlı insanları soframıza davet edip buluşabiliyorsak, kendimizi başarılı bulacağız'' şeklinde konuştu.
Kültürel ve sporsal faaliyetlere de önem veren Haak-Bir, derneğin Korona döneminde bir çoğunun iptal olduğunu, pandemisiz günlerde neredeyse her hafta etkinliklerin sürdürüldüğünü hatırlatan Başkan, dernek kuruluşunun 30. yılı dolayısıyla, bu yılın onuncu ayında üç gün sürmesi planlanan bir etkinlik düşündüklerini söylerken konuşmasına şöyle devam etti: ''Etkinlik çerçevesinde  Alevi kültüründe büyük yer tutan müzik dinletileri, toplantı, sergi gibi kültürel etkinlikler de içerirken, bir festival  tadında kutlamayı hedefliyoruz.  Fakat salonlarla iletişime geçtiğimiz duruma göre 2000-3000 kişilik salonlarda mesafe bırakıldığından, en fazla 500 kişiye kadar müsade ediliyor. Bu yüzden bu büyük etkinliğimiz olmayacak gibi görünüyor. Biz 30. yılımızı çok iyi kutlamak istiyoruz, bu sene olmazsa seneye bırakacağız.''

Muharrem ayında oruç, lokma ve aşure

Alevi kültürü için önem arzeden Muharrem ayı etkinliklerinin ise şu an devam etmekte olduğunu söyleyen Aslan, Matem orucu kapsamında oruçların tutulup, lokma dökerek lokma verildiğini belirtirken, ''Haak-Bir olarak, Kerbela'da yaşananları anmak ve 12 İmamların Yas-ı Matemini tutmak için tutulan oruç ve lokma dağıtımı pandemi kuralları kapsamında 15 kişi ile sınırlı kalıyor. İşleyiş olarak her gün iki aile niyet ederek görevi  üstleniyor,  yemekler de dernekte yapılarak o gün oruçlar dernek bünyesinde açılıyor. Dede'nin de gelmesiyle dualar ediliyor, lokmalar veriliyor. On iki günün sonunda ise 12 İmamları simgeleyen, 12 çeşit malzemenin bulunduğu aşurenin pişirilmesiyle düzenlenecek olan aşure günü ile etkinlikler son bulacak. Yas-ı Matem döneminde tutulan oruçların, niyetlerin, duaların kabul olması ve insanlığı ıslah etmesini diliyorum'' dedi. 
Başkanlık ve yönetim konusunda bilgi veren Aslan, dernekte faal olanların gönüllü çalıştıklarını, isimler üzerine kimsenin gitmediğini, Yönetim Kurulu'nun kendi inancı doğrultusunda hizmet ettiğini hatırlatırken, ''Kim yönetime giriyorsa, egosunu sıfırlayıp hizmet amacıyla yola koyulur. Burada herkes başkanlık, saymanlık da yapabilir, sadece inancına saygısı bize yetiyor'' diye konuştu.
Ülkemizde neden oruç tumadın sorusu sorulup, insanların taciz edildiğini söyleyen Yönetim Kurulu üyesi Erol Buldak, ''Hiçbir zaman hem matemleri hem ibadetlerini reklam konusu etmeden ve insanları rahatsız etmeden, sessiz sedasız, kendi içinde ibadetini yaşamaya özen gösteren Alevilerin bu güzel ahlak anlayışı takdire şayan'' dedi.    
Haak-Bir Gençlik Kolu başkanı Tamer Can Tatar amaç ve faaliyetler aşamasında gençlerle dernek arasında bir bağ, bir köprü görevi görürken, yeni nesillere kültürlerini yaşayabilecekleri bir alan açma hedefinde olduklarını belirttti. Gençlerin derneğe gelmeleri konusunda sıkıntılar yaşandığını dile getiren Tatar, umutlarının her zaman olduğunu, şu an için faaliyetlerin yolunda gittiğini ifade etti. Pandemi günlerinde evsiz insanların giydirilmesinde aktif rol alarak iki defa kıyafet dağıtımı gerçekleştirdiklerini anlatan Tatar, ortak eğlence, yemek ve mangal toplantıları ve geziler planlanması hedefleriyle gençlerle faaliyetler  gerçekleştirmek istediklerini söyledi.
Asıl mesleği sosyal danışmanlık olan sekreter Sevgi Kaymaz ise evli, iki çocuk annesi ve dört yıldır Haak-Bir'de aktif çalışıyor. On iki İmamların organizasyonunda, pandemi öncesi konserlerin düzenlenmesinde, 2019'da gerçekleşen Aşık Veysel Anma Gecesi'nin  mimarlarından oalan Kaymaz, Hamburg'da 30. senesini dolduran Haak-Bir'in yönetimi ile üyeler arasındaki iletişimi gerçekleştirdiğini söyledi. Etkinliklerin duyurularından, afişlerine, katılımcılardan, izleyicilere kadar bir çok organizede yer alan Kaymaz, ayrıca Alevilik dersi için gelen öğrencilere gerekli bilgi aktarımlarını yaptığını, pandemiden sonra Haak-Bir'in faaliyetlerinin eskiye dönmesini beklediğini dile getirdi.
 

Murat Kaplan: ''Bizden sonrakilerin daha rahat olabilmeleri için, önce eğitim diyoruz''


Hamburg ve Çevresi Türk Toplumu (TGH) başkanı Murat Kaplan derneğin çalışmaları, projeleri ve  hedefleri gibi konularda açıklamalarda bulunurken, başta eğitime çok önem verilmesinin yanı sıra, Türk toplumunun var olan ortak taleplerinden dolayı  sadece siyasetçi olarak değil, vatandaş olarak da girme şansının olduğu komisyonlarda bulunmanın gerekli olduğunu vurguladı.
Hamburg ve Çevresi Türk Toplumu (TGH) başkanı Murat Kaplan Manşet gazetesine bir çok konularda bilgi verdi. Hamburg doğumlu, evli, 2 çocuk babası olan Kaplan, Hamburg Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu ve kamuda yöneticilik yapıyor. 12 yıldan beri TGH derneklerinde aktif çalışmaları olan Kaplan, Hamburg Türk Veliler Birliği'nde yöneticilik görevini sürdürmüş, değişik dönemlerde TGH Yönetim Kurulu'nda aktifken, şimdi derneğin başkanlığını yürütüyor.
Etkinlikler hakkında bilgi veren Başkan, bu sene içinde yapılması planlanan etkinliğin olduğunu ancak önümüzdeki dönemde Korona durumlarının ne getireceğinin belirsiz olduğunu belirtirken, ''TGH dernekleri ve Hamburg'daki değişik Türkiye kökenli derneklerle Altona müzesinde göç ve spor, futbol adına bir sergimiz olacak. 7 Eylül'de açılışı yapılacak sergiyle ilgili öncesinde toplantılar yapılacak. Bunun dışında 28 Ekim'de Hamburg belediyesinde bizim de katkımızla göçün 60. yıldönümü ile ilgili bir resepsiyon olacak. Buraya katılım sayısı şu an için 150 diye düşünülüyor ve özellikle ilk gelenlerden konuşmacılar katılarak bir sohbet gerçekleşek. Resepsiyona 50 ve 60'lı yıllarında yapılan göç anlaşması dahilindeki Türkiye, Yunanistan, İtalya, Portekiz, Yugoslavya, Tunus ve Güney Kore ülke vatandaşları katılacak'' dedi.

Azalan destek

Pandemi sebebiyle bir çok etkinliklerin TGH'da gerçekleşemediğini söyleyen Kaplan, seçim sürecinde olduklarını, Aralık'ta seçim yapılmasının öngörüldüğünü, şu anki duruma göre aday olacağını ve ekibin bir bölümü ile devam edeceğini belirtti.  
Korona sürecinde kursların da  durduğunu hatırlatan Kaplan, mali sıkıntılara girildiğini,  projelerin de  devam etmediğini veya azaldığını dile getirirken, ''Desteklerimiz azaldı. 2020 yılının sonuna kadar devlet desteği vardı, müdürümüzün maaşını ve kiramızın bir bölümünü Hamburg belediyesi üstleniyordu, bu şu anda sıfırlandı.  Şu an alt yapımızı geliştirmeye çalışıyoruz'' şeklinde konuştu.
İkinci Belediye Başkanı ve Bilim Bakanı Katharina Fegebank ile Hamburg'daki Türklerin yaşamı ile ilgili bir format planladıklarını hatırlatan Başkan, ''Değişik misafirler ve belediyeden Alman kökenli vatandaşların katılacağı bir  sohbet ve tanışma akşamı olacaktı ve farklı bir formattı, yapamadığımız için ona çok üzülüyorum'' dedi.
Seçim süreciyle birlikte değişikliğe girildiğini ve bir evrim sürecinde olduklarını  belirten Kaplan şunları söyledi: ''Orta vadede Hamburg'daki Türk göçmenlerin ihtiyaçları nedir? Hamburgda 80- 100 Bin arası Türkiye kökenli insan var, tek tek ulaşamıyoruz o görevi de yapamayız zaten ama bir siyaset ya da kurumlara karşı ortak ihtiyaçlarımızı dillendirebiliyoruz. Benim yönetim kurulu olduğum başkanlık dönemimde siyaset ve kurumlarla gayet iyi iletişime geçtik, ciddiye alınıyoruz onun farkındayız. 2020 yılının başında 15 sene sonra ilk defa Hamburg Belediye Başkanı Peter Tschentscher gelmişti. Bakanlar gerekirse bizi direk arıyor artık. Bunun tabii alt yapısı da önemli, bizim bina neden bizim değil, neden kiracıyız, neden Hamburg'un değişik ilçelerinde daha güçlü alt yapımız yok, neden 26 derneğin bir çoğu buraya sıkışıyor?''  

Proje verilmiyor!

Projeler hakkında bilgi veren Kaplan, ''Burada en azından 3-4 proje olması lazım ki, elektrik, su ve giderlerini ödememiz lazım. Bazı projelere girildiğinde isimden dolayı mı ki, bazen oluyor, projeyi vermiyorlar bize. Gençlere yardımla ilgili 'Hakkım' diye bir proje sunduk, müzakerelere katıldık, finale kaldık ama bize vermediler. Oradaki karar mekanizmasındaki insanlar ilçe meclislerinde, ilçe belediyelerinde değişik kurumlardaki insanlar, bunların yüzde 99'u bizi tanımaz. Bize şunu söylediler: 'Siz Türkler bunu niye yapıyorsunuz?', çünkü diğer derneğin ismi X toplumu değildi, gençlere destekleme kurumuydu. Biz Hamburg Türk Toplumu isminden dolayı belki kaybediyoruz. Karar veren komisyondaki insanlardan meclisde yeterince bize destek olacak insanlar yok. Bunun yolu sadece Hamburg meclisinde oluşan Türkiye kökenli vekiller hariç, sayı bana göre çok daha düşük, çünkü meclisde bir siyahi yok. Meclisdekilerin çoğu hala klasik Alman, oradan ne kararı çıkabilir? Aslında kısa ve orta vadede tüm meclislerde, ilçe ve kamu meclisleri dahil toplumun ortalaması olması lazım. Yani siyahı, beyazı, sağı, solu, kadını, erkeği olması lazım ama yok. Komisyonlarda sadece siyasetçi olarak değil, vatandaş olarak da girme şansının olduğu komisyonlarda olmak gerekiyor'' diye konuştu. 
Hamburg Türk Toplumu'nun 10 yıl, 20 yıl sonra nerede olması gerektiği konusunda endişe duyduklarını aktaran Kaplan şöyle konuştu: ''Son yıllarda neyi kaybettik artık onu tartışmıyoruz, önümüzde ne ihtiyacımız var? İnsanların sesi olmak istiyoruz,  burada kabul görüyoruz, ama yeterli değil.  Kendi binamız, kendi anahtarımız, kendi bir altyapımız, kendi gelir kaynağımız olsun ki, daha bağımsız hareket edebilelim. Bu konu ile ilgili  özellikle Hamburg Maliye Bakanı  Andreas Dressel ile görüşme sonunda belki burayı 50 yıllığına icara verirler. Tam isteğimiz değil ama o da az sermaya ile bir rahatlama. Diyelim 50 yıllığına icraya verdiler, kirasını elektriğini kim ödeyecek? 26 derneğimizin aidatıyla yürümez. Yuvalar, bakım evleri gibi rekabette olduğumuz projelerde bunları genel olarak  Arbeiterwohlfahrt, Diakonie, Rotes Kreuz yapıyorlar. Bunlar 100- 150 yıllık kurumlar, toplumun içindeler ve piyasayı paylaşmışlar. Biz Türk toplumu olarak çıkıyoruz, başkası yapıyor, projeye bile giremiyorsunuz ama bu fikri yürütmemiz lazım, yoksa uzun gitmez'' 
''Seçim hakkımız olsa da çoğumuz gitmez''
TGH çatısında  değişik yöresel ve spor taraftarları derneklerinin bulunduğunu, konu bazlı derneklerden eğitimle ilgili Öğretmenler Derneği, Veliler Birliği  ve Kadınlar Kültür Derneğini üç kilit dernek olarak düşündüğünü belirten Kaplan, eğitime çok önem verilmesini, çocukların ileride daha rahat etmeleri için çok iyi eğitim almaları gerektiğini vurguladı. Özellikle yabancı kökenli gençlerin okullarda sıkıntı yaşadığına dikkat çeken Kaplan, ailelerin teferruatı anlamadığı durumlarda derneklerden birinin aracı olmasıyla en azından çocukların arkasında birinin görüldüğü ve bunun çok önemli olduğunu söyledi. Çifte vatandaşlık konusunun da  aslında çözülmediğini ifade eden Kaplan, ''Ben 50 yıldır buradayım çifte vatandaşlığım yok. Türk vatandaşları ilçe seçimlerinde, mahalli seçimlerde de oy veremiyor. Portekiz 50 yıldır burada, Türk de burada yaşıyor, aynı hakka sahip değil, kimsenin de umrunda değil.  Benim kalbimde de Türkiye var, ama benim işyerim çocuklarım burada ve 11 ay buradayız. Seçim hakkımız olsa da çoğumuz gitmez, yabancıların yüzde 20'si seçime gidiyor, burada vurdumduymazlık da var'' diye konuştu. 
 

M.Emin Süzen: ''Siyasi görüşleri bir tarafa bırakalım, Türkiye'den gelenler olarak birbirimize sahip çıkalım'' 


EUBA Kuzey Almanya başkanlığını sürdüren Mehmet Emin Süzen, işverenler arasındaki  işbirliğinin güçlenmesi gerektiğini, birlik ve beraberliğin de önemine dikkat çekerken, ''Birlik ve beraberlik içinde güçlü olursak hem burada, hem de Türkiye'de buradaki vatandaşlarımızın problemlerini daha çok dile getiririz'' dedi.
Avrupa İşadamları Derneği (EUBA) Kuzey Almanya başkanı Mehmet Emin Süzen, derneğin faaliyetleri, vizyonu, amaçları ve Korona dönemi gibi konularda Manşet gazetesine bilgiler verdi.
Dede tarafı Suudi Arabistan'dan gelme, 1969 Urfa doğumlu olan Süzen, okul eğitimini ve askerliğini Urfa'da yaptı. Askerlikten sonra Avusturya'nın Viyana kentine geldi, Viyana'dan da 1989 senesinde Almanya'nın Hamburg şehrine yerleşen Süzen, geldiğinden beri de Wilhelmsburg'da yaşıyor. Altı çocuk babası olan Süzen ilk başta bir firmada çalıştı, 2007 yılında Wilhelmsburg'da araba alım-satım üzerine kendi işyerini açtı. O zamandan beri bu branşta çalışmaya devam ediyor ve Generali sigorta acentesi ile de birlikte çalışıyor. 
2012-2015 yıllarında Avrupa Urfalılar dernek başkanlığını yapan Süzen, 2015'den itibaren  EUBA Hamburg başkanlığında görev alırken, 2018'den beri de EUBA Kuzey Almanya başkanlığını yürütüyor.

EUBA 9 ülkede temsil ediliyor

EUBA'da başkanlık sistemi hakkında bilgi veren Süzen, EUBA'da seçimle değil, Genel Merkez'in atamasıyla başkanların görevlerini sürdürdüğünü belirtti. Başkanların da genelde Yönetim Kurulu'ndaki üyelerden ya da başkanlığı bırakmak isteyen bir kişinin bir başka ismi önerip, geri çekilmesiyle oluştuğunu söyledi. 
Koronadan önce düzenli toplantılar çerçevesinde aylık Avrupa başkanları ile toplantıları gerçekleştiğini aktaran Süzen, başta Genel Merkez'in bulunduğu Köln'de olmak üzere Berlin ve Viyana'da da toplantı yaptıklarını ifade etti.  
Korona döneminde herkesin bir paniğe kapıldığını ve yasakların gelmesiyle birlikte herkes gibi hem maddi, hem de manevi etkilendiklerini dile getiren Başkan,  ''Yasaklar gelince EUBA ile ilgili herhangi bir toplantı yapamadık. Şu anda Avrupa'da Avusturya, Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, İsveç, İsviçre, İngiltere ve Danimarka olmak üzere 9 ülkede varız. Bu dönemde sadece ülke başkanları ile Skype üzerinden  toplantılar yaptık'' dedi. 
M. Emin Süzen'in üzüldüğü konu: Oğlunu evlendirdi, dostlarını çağıramadı
Daha önce genelde yöre dernekleri olan Sivil Toplum Kuruluşları ile bir araya geldiklerini, Korona dönemindeki kısıtlamalardan dolayı bir araya gelemediklerini hatırlatan Süzen, ''En güzeli iftarlar veriyorduk, insanlar bir araya geliyordu, dostlarla iftar açmak güzel oluyordu. Hemen hemen her gün bir yerde iftar açıyorduk. Bayramlarda insanlar bir araya gelemedi ve en önemli güzel günlerimizde bile biraraya gelemedik. En çok üzüldüğüm durum, çocuğumu 4 ay önce evlendirdim, kısıtlamalardan dolayı dostlarımızı çağıramadık, sadece evde kendi aramızda yaptık. Taziyesi olan bir arkadaşa dahi gidemedik, düğünü olanlar yapamadı. Bu sadece bizi değil, maalesef herkesi etkiledi. İnsanların psikolojisi bozuldu, insanlar işlerini kaybettiler, evde huzursuzluklar başladı. Korona sebebiyle oldukça sıkıntı  var. Allah inşallah bir an önce bu hastalığı içimizden atar, bir an önce eski normal günlerimize döneriz'' diye konuştu.

Hedef ve Planlar

Uzun süredir bir araya gelemedikleri başta Hamburg'daki yönetimle, daha sonra EUBA'da olanlarla bu sene içinde en azından bir araya gelip hem hasbihal, hem de bir durum değerlendirmesi yapmak istediklerini belirten Süzen, yine de insanların sağlığı konusunda dikkatli davranmak istediklerini, olanak elverirse Kasım ayında bir gezi planladıklarını sözlerine ekledi. Hedefler çerçevesinde işadamlarını bir çatı altında toplamak istediklerini ifade eden Süzen,  ''Hamburg ve çevresinde, Kuzey Almanya'da olan önde gelen işadamlarımızla beraber iş yapalım, şirketleri biraraya getirelim. Diyelim ki birisi su satıyorsa, öbür taraftan da lokantısı olan oradan alsın. Başka branşlarda da olabilir, insanlarımızı derneğimizin aracılığıyla tanıştırıp, birbirleriyle ticaretini yapsınlar, alışverişlerinde birbirlerine destek olsunlar. Genel Merkez de iş arayanlara, meslek yeri bulma konusunda yardımcı oluyorlar. Bizim de en çok istediğimiz insanları biraraya getirip, onlara elimizden geldiği kadar yardımcı olmak. Bir şeyler başarmak istiyoruz, tabii Korona durumları ne gösterir bilmiyoruz'' şeklinde konuştu.

'Hamburg'daki Dernek Başkanları Konuşuyor' başlıklı haberi buraya tıklayıp 8-9. sayfalarda online olarak okuyabilirsiniz.

Yorumlar (1)
Ersan Bayram [email protected] 1 yıl önce
Hamburg bölgesinde yardım yapmayı seven iş adamlarına ihtiyacım var.
21
açık
Günün Anketi Tümü
Aşı sizce zorunlu olmalı mı olmamalı mı?
Namaz Vakti 20 Nisan 2024
İmsak 04:24
Güneş 05:51
Öğle 12:43
İkindi 16:25
Akşam 19:25
Yatsı 20:45
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 33 51
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Manisa FK 31 36
12. Keçiörengücü 30 36
13. Şanlıurfaspor 30 34
14. Ümraniye 30 34
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 31 14
Günün Karikatürü Tümü