Özdemir, Mannheim’da hayata geçirilen yapay zekâ destekli akıllı video gözetimi uygulamasını örnek göstererek, bu tür pilot projelerin genişletilmesinin kamusal alanlarda güvenliğe katkı sağlayabileceğini belirtti. Bu uygulamaların, suçun önlenmesi ve hızlı müdahale açısından önemli bir adım olduğunu vurguladı.
Öte yandan güvenlik tartışmaları federal düzeyde de hız kazandı. Federal İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, Bundestag’da yaptığı konuşmada özellikle tren istasyonlarında kamera denetiminin artırılması çağrısında bulundu. Dobrindt, “Bu, halkımız için güven ve emniyet sağlar” ifadelerini kullandı.
CSU’lu siyasetçi ayrıca, kısmen 1994 yılına dayanan Federal Polis Yetki Yasası’nın güncellenmesi gerektiğini savundu. “Modern bir dünyada güvenlik istiyorsak, geçmişin araçlarıyla hareket edemeyiz” diyen Dobrindt, güvenlik güçlerinin yetkilerinin çağın koşullarına uyarlanmasının zorunlu olduğunu söyledi.
Gündemdeki yasa tasarısı, Federal Polis’e aşırılıkçılık ve insan kaçakçılığıyla mücadele kapsamında telekomünikasyon denetimi yapma yetkisi verilmesini öngörüyor. Tasarıda ayrıca, sınır dışı edilmesi gereken kişiler için doğrudan tutuklama veya gözaltı talep edilebilmesi de yer alıyor. Bu düzenlemeyle, ilgili kişilerin izini kaybettirmesinin önüne geçilmesi hedefleniyor.
Tasarı, tren istasyonları ve trenlerde silah ya da bıçak yasağı bulunan bölgelerde “sebep aranmaksızın, örnekleme esaslı kontroller” yapılmasına da kapı aralıyor. Söz konusu düzenlemeler, güvenliğin artırılması gerekçesiyle savunulurken, sivil özgürlükler açısından yeni tartışmaları da beraberinde getiriyor.