Ressam Nur Şerife Atamtürker mutlulukla birlikte başarıyı sanatta buldu

Hamburg Manşet

“Sadece gerçekten bana iyi gelecek olan şeyleri yapmak istediğime karar verdim ve sanata başladım”

Almanya doğumlu olan, 10 sene İstanbul’da, 5 sene de Viyana’da yaşayan Nur Şerife Atamtürker, daha sonra 8 sene Hamburg ve şimdi Winsen Luhe’de yaşamını sürdürüyor.

Sanata nasıl başladığını anlatan Atamtürker, “Sanata başlamamın en büyük sebeplerinden bir tanesi bir rahatsızlığımdan dolayı başladım diyebilirim. Öncesinde moda bölümü üzerinde çalışıyordum ama bu beni hiçbir zaman tam olarak tatmin etmedi, rahatlatmadı. Sadece gerçekten bana iyi gelecek olan şeyleri yapmak istediğime karar verdim ve sanata başladım” dedi.

“Başarı her zaman mutluluk getirmiyor”

Zaman içinde moda bölümünün özgür çalışabileceği bir alan olmadığını, özgür çalışmanın çok önemli olduğunu söyleyen Sanatçı, aslında moda bölümünde başarılı olduğunu, Avusturya genelinde birinciliği, tasarım alanında Milano’da bir Türk olarak Avusturya’yı temsil ettiğini ifade ederken, “Ama buna rağmen başarı her zaman mutluluk getirmiyor, bunu anladım ve sanat alanında ilerlemeye karar verdim ve zaman içerisinde fark ettim ki rahatsızlığımı bu sanatla iyileştirdik” diye konuştu.

Resimde seçilen renklerin önemi

Belli başlı kriterlere bağlı olmadan sanatın insan ruhunu iyileştiren bir olgu ve bunu doruklarına kadar yaşadığını belirten Atamtürker, resim yaparken seçilen renklerin aslında insanın ihtiyacı olan şeyleri seçmesi manasına geldiğini söyledi. İlk dönemlerde yeşil rengini kullandığını, bu konuda biraz düşünüp araştırdığını dile getiren Ressam, bilinçsiz olarak kullandığı yeşil renginin insan sağlığına pozitif bir enerji verdiğini belirtti.

“O yüzden hayatımızda kullandığımız renkler bile bizim nasıl hissedeceğimizi yönlendiriyor” diye konuşan Atamtürker, bu yüzden hayatındaki gri renkleri çok fazla kullanmadığını, daha fazla çok renkli ya da gerçekten insanı güçlendiren renkleri kullandığını söyledi. Mor renginin insanın hayal gücünü geliştiren bir renk olmasından dolayı şimdi bunu kullandığını hatırlatan genç Sanatçı, “Şu durumda bilinçli bir şekilde bunu yapıyorum ama o zamanlarda da bunu bilinçsiz bir şekilde yapıyormuşum aslında. Vücudum ve psikolojim bana o sinyalleri veriyor, ona göre çalışıyorum” dedi.

Yaptığı sanatın çok özgün bir sanat, çok fazla rastlanılan bir sanat bölümü olmadığını açıklayan Atamtürker, “Sanatın yelpazesi çok geniş, çok çeşitler var ama en önemlisi de bu sanata nasıl başlayacağımızı bilmek. O açıdan insanlara eğitimlerim sırasında hangi malzemeleri, nasıl kullanabileceklerini, neyi neyle karıştırıp, kabartmaları nasıl oluşturabileceklerini gösteriyorum ki, insanlar bir yerden başlasınlar ve buna binaen zaman içerisinde kendilerini geliştirsinler” şeklinde konuştu.

Üniversitede öğrencilere yönelik workshop

Genelde insanların nereden başlayacaklarını bilemediklerini gördüğünü, bu sebepten ötürü de kişisel dersler de verdiğini hatırlatan Atamtürker konuşmasını şöyle sürdürdü: "Grup halinde dersler de veriyorum. Mesela önümüzdeki hafta Leuphana Üniversitesinin düzenlemiş olduğu bir workshop yapacağım öğrencilere. Onun dışında tabii ki sergiler yapıyorum; bu sergiler de genelde teklifler üzerine oluyor. Almanya genelinde Hamburg’da, Lüneburg’da ve Bremen’de yaptım. Ayrıca Bremen’de kadınlar gününde, kadınlara özel bir workshop yaptım”.

“Umarım sanata verilen değer artar, çocuklar da sanata eğilimli olur”

Nasr derneği ile Bremen’in şehirlerini gezdiklerini ve daha sonra o gezilen yerleri atölye ortamında çizdiklerini ve yaptığı teknikle tuvallere aktardıklarını söyleyen Atamtürker, “Önemli olan çocuklarımızı doğru yönlendirmemiz. Bilgisayardan, ekrandan uzak tutabilmemiz. Bu açıdan da sanatın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Meşgalesi olan çocuk bir o kadar az yanlış yapar. Umarım sanata verilen değer artar, çocuklar da sanata eğilimli olur” şeklinde konuştu.

Haber/Foto: Manşet