Son Dakika
TÜM HABERLER

IMF, Türkiye'nin ekonomisinden memnun

IMF Türkiye Masası Şefi Donal McGettigan, "Kredibilitenin iyileşmesini sağlayan politika değişikliği enflasyonu da kademeli olarak düşürecektir." dedi.

EKONOMİ 18.02.2021, 13:45
IMF, Türkiye'nin ekonomisinden  memnun

 Uluslararası Para Fonu (IMF) yetkilileri, Türkiye ekonomisindeki politika değişimini memnuniyetle karşıladıklarını ifade ederek, ekonomik politika değişikliğinin sürekli ve tutarlı bir şekilde uygulanmasının hedeflere ulaşmanın anahtarı olacağını söyledi.

IMF Türkiye Masası Şefi Donal McGettigan ve IMF Türkiye Kıdemli Daimi Temsilcisi Ben Kelmanson, Türkiye ekonomisine ilişkin 4. Madde konsültasyonu kapsamında yetkililerle yapılan görüşmelerin öncü bulgularına ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Röportajın başında kısa bir değerlendirmede bulunan McGettigan, Türkiye'nin ekonomide yaşanan sıkıntılara ilaveten diğer ülkeler gibi yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının neden olduğu insani ve sağlık trajedisiyle mücadele ettiğini söyledi.

Salgının ikinci yılına girdiğini anımsatan McGettigan, Türk ekonomisinin özünde esnek, girişimci ve dirençli olmasına rağmen iki geniş alanda sürdürülmesi gereken çalışmalara ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

McGettigan, bunlardan ilkinin, belirsizliklerle dolu şoklara karşı tamponları yeniden inşa etmek olduğunu belirterek, ikincisinin ise gelecek yıllarda güçlü ve sürdürülebilir bir büyüme ile istihdam elde etmek için ülkenin ekonomik potansiyel büyümesini daha da güçlendirmesi olduğunu vurguladı.

Ekonomi politikasındaki son değişimin zamanında yapıldığını ve memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden McGettigan, "Sıkı ve sürdürülebilir para politikası uygulaması, fiyat istikrarının sağlanması ve hem Türkiye'de hem de yurt dışındaki yatırımcılarda güvenin artırılması için hayati önem taşıyor." dedi.

Maliye politikasının da salgına yanıt olarak hedefe odaklı ve geçici destek sağlayarak bunu tamamlaması gerektiğini belirten McGettigan, bu destekle birlikte salgının hafiflemesi sonrası Türkiye'nin tarihsel olarak güçlü maliye politikası çapasını güçlendirmeye yönelik bir mali konsolidasyonu da içermesi gerektiğini kaydetti. McGettigan, daha önce bahsedilen reformlara ilaveten ekonomik olarak en kırılgan kesimlerin desteklenmesini hedefleyen önlemlere, finansal ve finansal olmayan şirketler kesimi ile iş gücü piyasasına odaklı reformların teşvik edilmesi de dahil olmak üzere bu aşamada salgının uzun vadeli olumsuz etki riskini azaltmaya odaklanılmasının önem taşıdığını vurguladı.

Türkiye ekonomisini yakından takip eden IMF yetkililerine yöneltilen sorular ve cevapları şöyle:

Kovid-19 salgını devam ederken küresel ekonomik görünüm hakkında değerlendirmeniz nedir? Küresel bağlamda Türkiye için riskler ve fırsatlar neler?

McGettigan: IMF'nin Dünya Ekonomik Görünüm raporunun son güncellemesi, geçen yılın ardından küresel büyümenin toparlanmasını öngörüyor. Yeni enfeksiyon dalgalarına ilişkin endişelere karşı artan aşılamalarla birlikte istisnai belirsizliklerle dolu bir arka plan eşliğinde küresel ekonominin 2021'de yüzde 5,5 büyüyeceği tahmin edilirken, gelişmekte olan ülkeler büyümesinin az da olsa daha yüksek oranda gerçekleşmesi tahmin ediliyor.

Türkiye, virüsün yayılmasını engellemek için aşıların yaygınlaştırılması için çalışıyor. Bu çabaların başarısı, yıl boyunca ekonomik gelişmeler için kritik bir itici güç olacaktır. Memnuniyetle karşıladığımız ekonomik politika değişikliğine para politikasının sıkılaştırılması ve sadeleştirilmesi, daha önce alınmış anlık düzenleyici tedbirlerin ele alınması, kamu bankalarının kredilerinin yavaşlatılması ve Türkiye'nin mali çapasını koruma kararlılığı da dahil olmak üzere bağlı kalmak önemli olacaktır.

"Ekonomik politika değişikliğinin sürekli ve tutarlı uygulanması, hedeflere ulaşmanın anahtarı"

Türkiye'nin Kovid-19 salgınına karşı müdahalesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye'nin politika tepkisi ve ekonomik etkilerine ilişkin düşünceleriniz neler?

McGettigan: Salgın, diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de ağır ekonomik ve insani zararlara neden oldu. Salgına karşı ilk politika tepkisi, diğer ülkelerde kullanılan araçlarla benzerdi. Parasal genişleme, likidite sağlanması, mali destek geçen yılın 3'üncü ve 4'üncü çeyreğinde ekonomide keskin bir toparlanmaya yol açtı. Nitekim Türkiye, 2020'de pozitif büyüme kaydettiği tahmin edilen ülkeler arasında yer alıyor.

Başka ülkelerdekine benzer araçlar kullanılsa da Türkiye'deki politika tepkisi çok daha hızlı para ve kredi büyümesine, daha az doğrudan mali desteğe dayandı ve bunun sonucu olarak da Türkiye'nin salgına yanıtı önceden olan kırılganlıkları şiddetlendirdi. Enflasyon, hedefin oldukça üzerinde seyrediyor ve artan dolarizasyon, nispeten yüksek ithalat ve finansal sermaye çıkışları Türk lirasındaki değer kaybını sınırlamak amacıyla yapılan büyük ölçekli döviz müdahalesini tetikledi.

Para politikasının sıkılaştırılması ve sadeleştirilmesi, kredi büyümesinin dizginlenmesi, idari tedbirlerin ele alınması ile tamamlayıcı maliye politikası memnuniyetle karşılanıyor. Liranın değer kazanmasını, kredibilitenin iyileşmesini, risk priminin düşmesini sağlayan bu politika değişikliğinin enflasyonu da kademeli olarak düşürmesi bekleniyor. Düşük döviz rezervleri, yüksek dış finansman ihtiyacı ve yüksek yurt içi döviz mevduatı, ekonominin hala gerek yurt içi gerek yurt dışı şoklara ve hassasiyetlere karşı kırılgan olduğu anlamına geliyor. Dolayısıyla kırılganlıklar, tamponlar yeniden oluşturulana kadar yüksek seviyelerde kalacaktır. Ekonomik politika değişikliğinin sürekli ve tutarlı bir şekilde uygulanması, hedeflere ulaşmanın anahtarı olacaktır.

G20 ülkelerinin 2020'deki ekonomik büyüme performanslarına baktığımızda Türkiye ve Çin, büyüme gösteren ülkeler olarak öne çıkıyor. Sağlıkta ve ekonomide yaşanan krize rağmen büyüme kaydeden Türkiye ile ilgili "yanlış" olan neydi?

McGettigan: Güçlü büyümenin iyi olduğunu düşünüyorum. Ancak ortaya çıkış şekli önemlidir. Daha önce bahsettiğim gibi Türkiye, salgına diğer ülkelerdekine benzer araçları kullanarak yanıt verdi ancak bu hızlı para ve kredi büyümesine diğer ülkelerdekinden daha fazla dayanıyordu. Bu 3'üncü çeyrekte çok güçlü bir ekonomik toparlanmaya yol açtı ve 4'üncü çeyrekte de bununla ilgili daha fazla kanıt görebiliriz. Fakat bu aynı zamanda ithalat, finansman, dolarizasyon ve para birimi üzerinde baskıya, döviz rezervlerinin kullanımına yol açtı. Bu güçlü büyümeyle sonuçlandı ancak rezervler yeniden inşa edilene kadar kırılganlıklar olacak. Bu rezervleri yeniden inşa etmek önemli olacak. İyi haber; oldukça memnuniyetle karşılanan politika değişikliği... Bu sürdürülürse tamponların yeniden inşası için zamanla zemin hazırlanacak.

2022'den itibaren büyüme beklentisi

4. Madde konsültasyonu kapsamındaki görüşmelerin öncü bulgularının paylaşıldığı son açıklamada IMF, Türkiye ekonomisine ilişkin 2021 yılı büyüme beklentisinin yüzde 6'ya yükseltildiğini duyurdu. Bu yukarı yönlü revizyonun arkasındaki temel motivasyon neler?

Ben Kelmanson: 2021 için büyüme tahminleri yüzde 5'ten yüzde 6'ya yükseltildi. Bu yıla ilişkin büyüme tahmininin büyük bir kısmı, geçen yılın ikinci yarısında ekonomik faaliyette yaşanan güçlü toparlanmanın bu yılbaşındaki GSYH seviyesini kısmen artırarak mekanik olarak 2021'e taşınması ile açıklanabilir. Bu mekanik geçişe ek olarak, aşının yaygınlaşması ve küresel büyümede beklenen toparlanma da Türkiye'deki ekonomik faaliyeti bu yıl destekleyecektir. 2022'den itibaren büyümenin yüzde 3,5 civarındaki potansiyel büyüme eğilimine geri döneceğini tahmin ediyoruz.

Son yapılan 4. Madde görüşmelerinin tamamlanmasının ardından yayımladığınız açıklamada, Türkiye'nin ilk politika müdahalesinin ekonomide keskin bir toparlanmaya yol açtığını belirttiniz. Ekonomik toparlanmanın sürmesi için neler yapılmalı?

Kelmanson: İlk politika yanıtı, ekonomide çok keskin bir toparlanmaya yol açmakla birlikte daha önce bahsettiğimiz gibi aynı zamanda önceden var olan kırılganlıkları da artırdı. Bu da nihayetinde gerekli ve memnuniyetle karşılanan bir ekonomik politika değişikliğine yol açtı. Bu politika değişikliğinin gerektiği sürece sürdürülmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Özellikle sıkı para politikası duruşunu ve buna eşlik edecek salgın odaklı geçici ve hedefe yönelik ilave mali destekleri sürdürmek önemli olacak. Bu tedbirlere orta vadeli bir mali konsolidasyon planının da eşlik etmesi gerekir. Bu plan da 2022 yılından itibaren uygulanmak üzere şu anda yasalaştırılabilir. Bu tür politikalar, kredibilitenin ve ekonomideki tamponların yeniden inşa edilmesine yardımcı olurken, Kovid-19 salgınından kaynaklanan insani ve ekonomik ihtiyaçlara da yanıt olacaktır. Ayrıca, maliye, finans, iş gücü piyasası ve şirketler kesimine yönelik sıraladığımız hedef odaklı yapısal reformlar salgının olası uzun vadeli etkilerini hafifletmeye yardımcı olacaktır.

Yapısal reform vurgusu

Küresel tedarik zincirinin Çin'den özellikle Türkiye, Vietnam ve Endonezya gibi diğer gelişmekte olan ülkelere kaydığını görüyoruz. Türkiye'nin bundan faydalanacağını düşünüyor musunuz?

McGettigan: Türkiye, coğrafi olarak çok iyi bir konumda bulunuyor. Bazı başka özellikleri de var. Oldukça girişimci, dinamik, genç bir ekonomisi var. Ayrıca, küresel tedarik zincirinin bir parçası olmak ve yabancı yatırımı teşvik etmek için son politika değişiminin iyi olacağını düşünüyorum. Bence iki şey kesinlikle çok önemli. Biri, makroekonomik istikrar, ikincisi ise yapısal reformlar. Makroekonomik istikrar tarafında şu anda kesinlikle doğru hamleler yapılıyor. Yapısal tarafta ise bu aşamada odak noktasının salgınla ilgili ihtiyaçları ele alma olması gerektiğini düşünüyoruz. Ancak orta vadede bunun ötesine geçildiğinde başka konular var. Ancak coğrafi konumunun girişimci genç nüfusla, gerekli reformlarla birleştiğinde Türkiye'yi küresel tedarik zincirindeki kaymadan yararlanacağı şekilde konumlandıracağını düşünüyorum.

IMF, her daim Türkiye'nin büyümesi için yapısal reformlara ihtiyacı olduğunu söylüyor. Bu yapısal reformları biraz detaylandırabilir misiniz?

McGettigan: Ele aldığımız her ülkede yapısal reformlardan bahsediyoruz, burada Türkiye'yi ayrı tuttuğumuzu düşünmüyorum. 4. Madde görüşmeleri, her yıl her üye ülke için gerçekleştiriliyor. Şunu söyleyebilirim ki şu anda Türkiye için görüştüğümüz temel konular son görüşmelerin ardından ocak ayındaki açıklamada ortaya koyduğumuz konulardır. İş gücü piyasasının hem esnek olduğundan hem de salgından etkilenenler için destek sağlandığından emin olmak önemli. Örneğin, Türkiye'de kadınların iş gücüne katılımına yönelik her türlü adımın ilerleme için iyi olacağını düşünüyorum. Dikkate alınması gereken bir diğer alan genç işsizliği. Burada eğitim politikaları oldukça önemli. Bunları ele almanın zamanı olmadığının farkındayız ancak bir süredir gündeme getirdiğimiz sorunlar var. Kıdem tazminatı konusu da zamanla incelenebilecek bir başka alan. Salgının uzun vadeli etkilerinden kaçınılması gerektiğini düşünüyoruz. Diğer bir deyişle, olumsuz bir şok olduğunda şoklar geçici olur ve zamanla her şey düzelir. Yani iş gücü piyasası tarafında eğitime odaklanmanın kadınların iş gücüne katılımına ve genç işsizliğine yardımcı olacağını düşünüyorum. Yapısal reformlar tarafında odaklandığımız bir diğer alan ise finansal olmayan şirketler kesimi. Bu diğer üye ülkelerde de karşılaştığımız bir sorun. Bazı şirketlerin açıkça zorluklarla karşı karşıya olduğunu düşünüyorum. Salgın ortadan kalktıkça finansal olmayan şirketleri sağlıklı ve yaşayabilir olanlar ve sağlıklı olmayanlar olarak sınıflandırmanın, sermayenin sağlıklı olmayan firmadan sağlıklı olan firmaya aktarılmasının yolları olduğundan emin olunmalı. Bir diğer alan, mahkemeler tarafında daha fazla kapasiteye yönelik reformları içerir. Açıkça yardımcı olacak başka reformlar da var. Ancak salgında salgının kendisi üzerine odaklanılması gerektiğini düşünüyoruz.

Kelmanson: 4. Madde görüşmeleri, her yıl tüm üye ülkeler için gerçekleştiriliyor. Salgın nedeniyle bu yıl salgının ülkelerde yarattığı zorluklara özel olarak odaklanıldı. Az önce bahsettiğimiz reformlar daha çok orta vadeli konular. Ancak bu yıl daha çok salgına odaklanmış bir gündem var. Bu bağlamda temel soru, salgının ekonomi üzerindeki uzun vadeli etkilerinin nasıl engelleneceği. Burada odağımız iki konu üzerinde yoğunlaşıyor. Birincisi, iş gücü piyasası ve dolayısıyla istihdam büyümesinin nasıl sürdürüleceği. İkincisi ise salgın sonrasında şirketler kesiminin güçlülüğünün nasıl muhafaza edileceği.

"Türkiye, IMF'nin önemli bir üyesi"

Dünyada birçok ülke salgının etkilerine karşı gevşek bir para politikası izlerken Türkiye sıkı para politikası uyguluyor. Türkiye'nin yeni politika yaklaşımını memnuniyetle karşıladığınızı belirttiniz. Bunun nedeni nedir? Türkiye'de yeni ekonomi yönetiminin yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kelmanson: Para politikasını sıkılaştırmaya ve kredi büyümesini ele almaya yönelik son ekonomi politikası değişikliğini memnuniyetle karşılıyoruz. Tek bir politika faiziyle likidite sağlamaya geçiş de dahil olmak üzere para politikası çerçevesinin sadeleştirilmesini de takdir ediyoruz. Bu adımlar kredibilitenin yeniden inşasına, risk priminin düşmesine, Türk lirası üzerindeki baskının sınırlanmasına ve rezervlerin güçlendirilmesine yardımcı oldu. Enflasyon beklentilerinin istikrara kavuşmaması durumunda ilave ölçülü sıkılaşma yapılmasını ve ayrıca sıkı parasal duruşun sürdürülmesini tavsiye ediyoruz. Ayrıca, kredi tahsisinin daha çok piyasada belirlenmesine imkan verecek politikalar izlenmeli. İlaveten mali tarafta, Hazine ve Maliye Bakanlığının Türkiye'nin tarihsel olarak güçlü mali çapasını desteklemek için gösterdiği çabaların yeniden doğrulanmasını da memnuniyetle karşılıyoruz. Bir miktar daha mali alan olduğuna inanıyoruz. Bu alan, salgınla ilgili destek sağlama amacıyla hedefe yönelik ve geçici bir şekilde kullanılabilir. Aynı zamanda mali konsolidasyon planı, 2022 yılından itibaren uygulamaya başlanmak üzere şu anda yasalaştırılabilir.

IMF, Türkiye'de özellikle siyasi olarak hassas bir konu. Türk yetkililer ve Hazine Bakanlığı ile iletişiminiz nasıl?

McGettigan: Bildiğiniz gibi Ankara'da bulunan Kıdemli Daimi Temsilcimiz Sayın Kelmanson, Türkiye'deki meslektaşlarımızla devamlı etkileşim halinde. 4. Madde görüşmeleri için bütün toplantıları yetkililer organize ediyor. Bu yıl salgın sebebiyle ilk kez Türkiye'ye sanal ziyaret düzenlemek zorunda kaldık ve sorunsuz geçti. Yetkililer, toplantıları son derece iyi organize etti. Çok misafirperverlerdi ve uzun, çok iyi toplantılar düzenledik. Çok yapıcı toplantılardı. Diğer birçok ülkede olduğu gibi hassasiyetler olmasına rağmen çalışma ilişkisinin çok samimi, yapıcı ve yardımcı olduğunu söylemek isterim.

Kelmanson: Bence, yetkililerle teknik düzeyde iyi ilişkilerimiz var. IMF üye bazlı bir kurumdur ve Türkiye, bu örgütün önemli bir üyesidir. İcra Direktörleri Kurulumuzda diğer tüm direktörlerle birlikte oturan, tüm ülke ve politika tartışmalarında yer alan bir temsilcimiz var. Türkiye, tüm bu tartışmalarda her zaman çok yapıcı bir rol oynamıştır. Türk yetkililerin IMF İcra Direktörleri Kurulu'nda katkıda bulundukları yapıcı diyalogların benzerini biz de burada Türkiye'de sürdürmekteyiz.

"Türkiye, gelişmek için iyi bir konumda bulunuyor"

Türkiye ekonomisinin kısa ve uzun vadeli geleceği hakkındaki beklentileriniz neler?

McGettigan: Daha önce de bahsettiğim gibi Türkiye, esnek, girişimci ve dayanıklı bir ekonomiye sahip. Ayrıca, oldukça genç bir nüfusu var ve Türkiye, küresel ticaretin kavşak noktasında yer alıyor. Bu arka plan doğrultusunda Türkiye, küresel ekonomi salgından toparlanmaya başladığında gelişmek için iyi bir konumda bulunuyor. Bu fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmak için Türkiye'nin kısa ve uzun vadeli zorlukları ele alması gerekiyor. Birincisi, belirsizliklerle dolu bir dünyada şoklara karşı korunma sağlamaya yönelik tamponları güçlendirmek için son ekonomik politika değişikliğine devam edilmesi gerekiyor. İkincisi, salgının kalıcı olumsuz etkilerini en aza indirmek ve Türkiye'nin ekonomik potansiyelini daha da güçlendirmek için hedefe yönelik reformlar yapılmalıdır. Böylece gelecek yıllarda güçlü, sürdürülebilir büyüme ve istihdama ulaşılabilir.

Türkiye ekonomisini 5 yıl içerisinde nerede görüyorsunuz?

McGettigan: Türkiye'yi 5 yıl içinde gücünü toplamış görmek istiyorum. Bu nedenle politika değişikliğine devam edilmesi ve gerekli yapısal reformların gerçekleştirilmesi hayati önem taşıyor. Türkiye'nin bu reformlardan yararlanmak için iyi bir şekilde konumlandığını düşünüyorum.

Yorumlar (0)
21
açık
Günün Anketi Tümü
Aşı sizce zorunlu olmalı mı olmamalı mı?
Namaz Vakti 29 Nisan 2024
İmsak 04:10
Güneş 05:40
Öğle 12:41
İkindi 16:26
Akşam 19:33
Yatsı 20:56
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Konyaspor 34 36
16. Gaziantep FK 34 34
17. Hatayspor 34 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Girona 33 71
3. Barcelona 32 70
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14
Günün Karikatürü Tümü