manset

"Yadigar! Yurdum; uzakta kalan aşkım" tiyatro oyunu hem düşündürdü hem hüzünlendirdi

HAMBURG

Ankara Tiyatro Fabrikası oyuncuları Hamburg'da "Yadigar!Yurdum; uzakta kalan aşkım" oyununu sahneledi. Tiyatroda, 1923 yılında Türkiye ve Yunanistan arasında yapılan Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi sebebiyle vatanını terketmek zorunda bırakılan insanların yaşadığı trajik olaylar sahnelendi.

Hamburg Manşet Interkulturelle Denkfabrik derneğinin organizesinde Ankara Tiyatro Fabrikası oyuncularının sahnelediği "Yadigar!Yurdum;uzakta kalan aşkım" oyunu büyük ilgi gördü. Yeşim Dorman'ın yazdığı, Yılmaz Demiral'ın yönettiği oyunun dekor ve tasarımı Hakan Dündar, ışık ve ses Bora Balcı tarafından yapıldı. Mut Theater'de gerçekleşen oyunda tiyatroseverler duygulu anlar yaşarken, salonun tıklım tıklım dolu olmasından dolayı da bazı seyirciler oyunu ayakta izledi.

"Trajik bir insanlık sorunu olarak günümüzde hala devam ediyor"

Tiyatro ile ilgili Manşet'e bilgi veren Yönetmen Yılmaz Demiral, göçmenler sorununun çok eski bir sorun olduğunu, 1800 yılı ortalarında Çerkez ve Kafkas halkının sürgünleri, 1923'te Yunanistan ve Türkiye'de azınlık sayılanların, devletlerin kararıyla karşılıklı göçleri yaşadıklarını belirtti. Demiral, " Binlerce yıllık topraklardan gitmeleri, ya da savaşların dışında baskı, zulüm yüzünden evlerini terk etmeleri, zorunlu göçmenler olmaları, bütün bunlar trajik bir insanlık sorunu olarak günümüzde hala devam ediyor" dedi.

"Hep hayallerinde Anadolu var, geldikleri yerler var"

Yunanistan ve Türkiye arasında uygulanan mübadil anlaşmasının 100. yılında unutmamak ve hatırlatmak amacıyla bu oyunu sahnelediklerini anlatan Demiral, "Bu topraklarda yaşanan büyük trajediyi, bu toprakların asıl sahipleri bir halkın yok edilişini, buradan dışlanınca oraya gittiklerinde de dışlanmalarını, orada da acı çekmelerini, üvey evlat ve Türk tohumu diye sayılmalarını anlatarak, bu 100. yılında tabi ki hangi nedenle olursa olsun, sürgün yüzünden evinden, yurdundan, vatanından uzakta kalan insanların dramını, acısını bir kez daha unutturmamak ve hatırlatmak istedik. Bu çok dramatik, çok trajik, çok ağır bir vakayı bir kez daha sahneye; sahnenin diliyle, estetik değerleriyle, yer yer güldürü ile, acı da olsa çünkü o insanlar kendilerine bir dünya kurmuşlar. Gittikleri yerde de dışlandıkları için kendi sınırlarını çekmişler, kendi aralarında bir dünya kurmuşlar, yoksul kalmışlar, uyuşturucu ve alkole batmışlar. Hep hayallerinde Anadolu var, geldikleri yerler var. Evlerini yurtlarını bırakıp, bir valize sığıştırılan birkaç parça eşya ile, yadigarlarıyla bu oyunda onu simgelemeye çalıştık. Geldikleri bu yerde de gene yurtsuzlar, gene vatansızlar, gene acı çekiyorlar onu anlatmak istedik" diye konuştu.

Suriye'den mecburen göç etmek zorunda kalan insanların düşman ve kötü olmadıklarını, onların da burada aynı şeye maruz kaldıklarını hatırlatan Demiral, "İsteyerek, güle oynaya gelmediler. Onlar da sürgün hayatını burada yaşıyorlar ve yoksulca yaşıyorlar" şeklinde konuştu.

"Onlar hala o gemideler, hala itilip kakıldıkları o trenin içindeler"

iki perdelik oyunun ikinci perdesinde göç etmek mecburiyetinde kalan insanların, çıktıkları günü yeniden yeniden hatırladıkların, hiç bir yere gidememenin hikayesinin anlatıldığını ifade eden Demiral, "Onlar hala o gemideler, hala itilip kakıldıkları o trenin içindeler" dedi.

"Bu toplumumuzun aşağı yukarı dörte birini etkileyen bir durum"

Interkulturelle Denkfabrik e.V. temsilcisi Hasan Burgucuoğlu da tiyatro ile ilgili Manşet'e bilgi verirken, şunları söyledi: "Ankara Tiyaro Fabrikası zaten bizim senelik programlarımızda oluyor. Bu dördüncü defa Hamburg'a gelmeleri. bu sefer de mübadele ile ilgili bir oyun hazırladıklarını duyduk. Türkiye ile Yunanistan arasındaki Hrıstiyan ve Müslüman halklarının değişiminin 100. yılında, tesadüfen bu arkadaşlar böyle bir şey hazırladıkları için onları Hamburg'a davet ettik. Bu toplumumuzun aşağı yukarı dörte birini etkileyen bir durum. Balkanlar ve Yunanistan'dan gelen göçmenler Türkiye'de var. Türkiye'den de 100 yıl önce maalesef Yunanistan'a gönderilen Hrıstiyan halklar var, Türk olduğu halde Hrıstiyan olduğundan dolayı gönderilenler var. Bu deprem olayından sonra aslında iptal edelim mi diye düşündük ama kültür konusunda biraz canlanmamız gerekiyor çünkü, felaketlerin her sonunda sadece ölenler değil, hayatta kalanlar da büyük yıkıma uğruyorlar. Evsizlik barksızlık, göç ve kültürel, eğitimsel çöküntü başlıyor. En azından buna karşı ufak da bir şey yapmamızın faydalı olduğunu düşündük, böyle acılı günlerde bunu Hamburg'da oynatmaktan arkadaşlarla anlaşarak vazgeçmedik".

Haber/Foto: Manşet

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.