Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 61’i ChatGPT gibi yapay zekâ uygulamalarının çocukların sosyal ve iletişim becerilerini, yüzde 60’ı ise eleştirel düşünme yetilerini tehdit ettiğini belirtti.
Bilimsel Veriler Endişeleri Destekliyor
Potsdam Üniversitesi Eğitim Araştırmaları Profesörü Dirk Richter, Schulbarometer ekibinde yer alan bir uzman olarak, öğretmenlerin bu endişelerinin bilimsel bulgularla da örtüştüğüne dikkat çekti. Richter, Massachusetts Institute of Technology (MIT) tarafından yapılan bir araştırmanın sonuçlarının bu görüşü desteklediğini ifade etti.
MIT çalışmasında, 18-39 yaş aralığındaki 54 Amerikalı katılımcı üç gruba ayrılarak aylardır yazma denemeleri yaptı. Gruplardan biri yalnızca Google’dan yararlanırken, bir diğeri ChatGPT kullandı, üçüncü grup ise hiçbir teknolojik yardım almadı. Beyin aktiviteleri incelenen katılımcılar arasında, ChatGPT kullanan grubun tüm 32 beyin bölgesinde en düşük aktiviteye sahip olduğu tespit edildi. Ayrıca bu grubun yazma sürecinde daha dikkatsiz davrandığı ve metinleri kopyalama eğilimi gösterdiği görüldü.
Araştırma henüz bağımsız uzmanlarca değerlendirilmemiş olsa da, başyazar Nataliya Kosmyna, özellikle genç bireylerde büyük dil modellerinin öğrenme süreçlerine zarar verebileceğini ve bu teknolojilerin eğitimdeki etkilerinin daha derinlemesine araştırılması gerektiğini belirtti.
Almanya’daki Öğrencilerin Yüzde 87’si Yapay Zekâ Kullanıyor
“GoStudent” adlı özel ders platformunun yayımladığı güncel bir rapora göre, Almanya’daki öğrencilerin yüzde 87’si halihazırda yapay zekâ araçlarını aktif biçimde kullanıyor. Dirk Richter, öğrencilerin öğrenme süreçlerinde kestirme yollar aradığını, yapay zekâyı sadece bir araç olarak görmeleri durumunda ise temel becerilerinin yeterince gelişemeyeceği uyarısında bulundu.
Yasak Değil, Bilinçli Kullanım Gerekli
Robert Bosch Vakfı Eğitim Bölümü Başkanı Dagmar Wolf, yapay zekâ kullanımının tamamen yasaklanmasını doğru bulmadıklarını belirtti. Wolf, “Sürekli yapay zekâya başvuran öğrenciler, kendi metinlerini oluşturma ve argüman geliştirme becerilerini yeterince geliştiremiyor. Bu da eleştirel düşünme yetilerini zayıflatabiliyor” dedi.
Wolf’a göre asıl mesele, yapay zekânın okullarda kullanılıp kullanılmaması değil, bu teknolojilerin pedagojik olarak nasıl anlamlı bir biçimde entegre edileceği. “Bu da yalnızca nitelikli öğretmenler ve özgün düşünmeyi teşvik eden sağlam eğitim modelleriyle mümkündür” diye vurguladı.
MANSETDE