Hamburg Manşet
Hamburg Manşet gazetesinin 6. buraya tıklayarak online olarak okuyabilirsiniz.
“İslam da Almanya’ya aittir”Almanya'da müslümanlık giderek artmaya devam ediyor. Almanya Federal Göç ve Mülteci Dairesi'nin (BAMF) açıkladığı veriler çerçevesinde, 2015 yılında yapılan araştırmadan beri açıklanan müslüman sayısının 900 Bin civarında arttığına işaret ediliyor. Almanya, 5 milyon 700 bin Müslüman'ın yaşadığı Fransa’dan sonra Avrupa'da en fazla Müslüman'ın yaşadığı ülke olarak ikinci sırada yer alıyor. AB üyesi 27 ülkenin toplam nüfusu 2020'de 447,7 Milyona sahip. Nüfusun yüzde 6 kadarı Müslüman. Bu yaklaşık 30 Milyon ediyor. Dünyanın önde gelen kamuoyu araştırma şirketi Pew Research Center’a göre, hiç göç olmasa dahi Avrupa’daki Müslüman nüfusu gelecek 30 yılda %4,6 ila %7,4 arasında artış gösterecektir. Araştırmanın ikinci öngörüsüne göre Avrupa’ya orta seviyede göç devam ederse kıtadaki Müslüman nüfusu gelecek 30 yılda %11,2 artacaktır. Araştırmanın üçüncü öngörüsüne göre de, 2014-2016 yılları arasındaki gibi yoğun bir göç gerçekleşirse Avrupa’da Müslüman nüfusu 2050 yılına kadar %14 artacaktır. 2010 yılında dönemin Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un, “İslam da Almanya’ya aittir” şeklindeki sözleri bu gelişmenin en net ifadesi olarak tarihe geçti. Almanya'da müslüman olan Alman vatandaşları arasında Lüneburg şehrinde kunduracı olarak çalışan Bernd-Dieter Wolff'un nasıl müslüman olduğunu kendisinden öğrendik. Oğluyla birlikte şehir merkezindeki atölyesinde özel sipariş üzerine ayakkabı da imal eden Wolff, Müslüman olup İbrahim adını alyor.
Hrıstiyanlığı bırakıp İslam dinini seçen İbrahim Wolff ile röprtajımız şu şekilde:
Berlin'de doğdum. Çocukluğum ve gençliğim Berlin'in batısında, babamın ayakkabıcı dükkanı işlettiği Charlottenburg'da geçti. Evli ve üç çocuğum, 6 torunum ve bir torunumun çocuğu var. Küçük Sufi topluluğunun başı ve imamı olan İbrahim Wolff, kafasındaki takkesiyle huzurlu bir sekilde, nasıl Müslüman olduğunu anlatmaya başlıyor.
- Müslümanlığa geçmeden önce sizi etkileyen konular neydi? Wolff: Amcam bilinçli bir Hristiyandı, sevgi ve şefkatle bize ziyaretlerinde Peygamberlerin hayatlarından anlatırdı. Musa peygamberin İbrahim Aleyhisselamın hayatlarından bahsederdi. Kendisi iş için uzun seneler Orta Dogu'da yaşamıştı. O coğrafya herzaman ilgimi çekmistir. 20 yaşlarımın başlarında aniden Amerika'ya gitmek üzere havaalanına gittim, Amerika'ya bilet yoktu, Lübnan´a bilet vardı ve ben Lübnan'a Beyrut'a uçtum. Asıl hikayem orada başladı. Oradaki atmosferden çok etkilendim. Çok farklıydı, her yer rengarenkdi, havadaki kokular farklıydı, Binbir Masalı gibi geldi bana. Kaldığım yerin yakınında bir imamla tanıştım. Beni evine yemeğe davet etti. O zamanlar Avrupalılar çok ilgi çekiyordu, oralarda benimle cok ilgilendi. Bana Şam'a gitmemi, Şam'daki EMEVI (Umayyaden) Camii'nin İmamı Şeyh ile tanışmamı tavsiye etti. Bunun üzerine Şam'a gittim, Umayyaden Camii'sinde Şeyh ile tanıştım. Ordaki atmosfer çok heyecan vericiydi benim için. Sokaktaki türbanlı insanlar, şehrin bütün ambiyansı tarihi yerler, mekanlar beni etkiledi. Dört hafta oralarda gezdim dolaştım. Dönüşüm tesadüf üzerine doğduğum yer Berlin'e degil, Hamburg'a oldu ve Lüneburg'da yaşamaya başladım. Burada baba mesleğim kunduracılığa başladım.
Wolff: 1986 yılında ikinci gidişimde Müslüman oldum, eşim ile dini nikahımız kıyıldı. Daha sonra ailemle arabayla Türkiye üzerinden Kıbrıs'a Şeyh Nazım'a gittik. Sufizm ile tanıştım. Kendisinin müridi oldum ve imamlık yapmam için bana müsade verdi. Cuma namazlarını Lüneburg'da evimde kıldırmaya başladım.
Yolculuğumuz boyunca Türkiye de yaşadıklarım beni çok etkiledi. İnsanların misafir perverliği, köylerdeki camilerin kapısının her vakit açık olması ve her şeyi Allah'ın adıyla yapmaları... Bismillah, Elhamdülillah, Allah nasip ederse demeleri, her işlerinde Allah adını anmaları çok içime işledi benim. Kilisilerin kapılarını her vakit açık bulamazsınız.
Şeyh Nazım bir gün bizi ziyarete Lüneburg'a geldi, tüm dünyadan kendisini görmeye gelen müridler oldu. Hepsini Lüneburg'da ağırladım, birlikte namaz kıldık, yemekler yedik ve büyük bir ailenin ferdi olma mutluluğunu yaşadım. Kunduracı İbrahim Wolff sadece müslüman olmakla kalmamış, dış görünüşüyle ve tüm hali tavrıyla, Müslümanların çok da yoğun olmadığı Lüneburg'da müslümanlığını yaşıyor ve yaşatabiliyor. Başında takkesi, ak sakalı ile konuşurken sürekli Allah'ın adını zikrediyor. 40 kisilik bir cemaatin öncülügünü yapıyor ve bir çok insanın müslüman olmasına vesile olmuş. Evinde Cuma namazları kıldırıp, iftarlar vererek İslam´a hizmet eden İmam İbrahim, bir gün Avrupa'da hristiyanlardan cok müslümanların olacağını inandığını bizimle paylaşıyor.
Hayatının hikayesini bizimle paylaştığı için kendisine teşekkür ederiz.
Haber-Foto: Yasemin DUMAN
Hamburg Manşet gazetesinin 6. buraya tıklayarak online olarak okuyabilirsiniz.