Son Dakika
TÜM HABERLER

Türk musikisinin unutulmaz ney virtüözü: Neyzen Tevfik

Hicivleri, neyzenliği, fıkraları ve ilginç kişiliği ile unutulmayan sanatçı Neyzen Tevfik'in vefatının ardından 68 yıl geçti.

GENEL 27.01.2021, 13:54
Türk musikisinin unutulmaz ney virtüözü: Neyzen Tevfik

Edebiyat ve müzik dünyasının önemli isimlerinden asıl adı Mehmet Tevfik Kolaylı olan sanatçı, çocukluğunda dinlediği ve çok etkilendiği neyi hayatı boyunca yanından hiç ayırmadığı, aynı zamanda çok iyi üflediği için daha sonraları "Neyzen Tevfik" olarak anıldı.

Neyzen Tevfik, Rüştiye Mektebi öğretmeni Hasan Fehmi Bey ile Emine Hanım'ın oğlu olarak 24 Mart 1879'da, bazı kaynaklara göre de 1880'de Bodrum'da dünyaya geldi.

İlk eğitimini öğretmen olan babasından aldı

Babası, Samsun'un Bafra ilçesinin Kolay beldesinden olduğu için Soyadı Kanunu'nun ardından "Kolaylı" soyadını alan Tevfik, ilk eğitimini de öğretmen olan babasından aldı. Anılarında babasından "Ne öğrendiysem ondan öğrendim." diye bahseden Tevfik'in çocukluğu hakkında Yahudi asıllı Türk eğitimci ve siyaset adamı Avram Galanti, şunları anlatmıştır:

"Ben Bodrum Rüştiyesi'nin son sınıfında iken, kendisi İptidai Mektebi'nden çıkıp Rüştiye'nin ilk sınıfına gelmişti. Babası Rüştiye muallimi Hasan Fehmi Efendi idi. Rüştiye Mektebi ile İptidai Mektebi yan yana oldukları için, Tevfik, İptidai'de iken bile teneffüs zamanlarında rüştiyeye, babasının yanına gelirdi. İnce, zeki, hassas, cevval ve bir yerde duramayan bu çocuk, başak sapından ve kamıştan düdük çalar ve çocukları etrafına toplardı. Çaldığı vakit ciddi ve coşkun bir tavrı vardı. Tevfik deniz kenarında büyümüş olduğundan denizi severdi. Çünkü güzel bahçeli olan babasının evi, Rüştiye ile İptidai ve evinden mekteplere giden yol deniz kenarında idi. Hasılı ne tarafa dönse, rüzgarların keyfine maruz kalan denizle çevrilmiş bir ufuk karşısında bulunurdu. Bu tabii hassas bir ruh sahibi olan Tevfik üzerine tesir etmekten hali kalmazdı."

Neyzen Tevfik, henüz 7-8 yaşlarındayken bir akşam babasıyla deniz kenarında dolaşmaya çıktığında, oturdukları kahvehanede neyle olan tanışmasını ise şu sözlerle dile getirmiştir:

"Ben babamın dizinin dibinde çocuk ruhumun olanca vecdiyle dikkat kesilmiş, bu düdüğü kemali huşu ile dinlemiş ve dinlerken de Allah'u alem bir daha aslıma rücu etmemek üzere kendimden geçmiştim. O gece Ege denizinin ölümsüz dekoru içinde dinlediğim o lahuti seste sezdiğim manayı sermedi yettir ki beni bu gün derbeder, ne aradığı ne istediği bilinmez bazen Eflatun'la boy ölçüşecek kadar akıllı, bazen tımarhaneye iltica edecek kadar deli Neyzen Tevfik yaptı."

Berber Kazım'dan metotlu ney üflemeyi ve peşrev çıkarmayı öğrendi

İyi bir eğitim alması için İzmir İdadisi'ne babası tarafından kayıt ettirilen Tevfik, gördüğü bir hadise sonrası geçirdiği sinir krizi sonucunda yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle öğrenimine devam edemedi.

Tevfik, daha sonra babasının görevli olduğu Urla'da neyle uğraşan Berber Kazım'dan bir, iki yıl ney dersleri alarak ilk kez metotlu ney üflemeyi ve peşrev çıkarmayı öğrendi.

Henüz 15 yaşındayken neye olan kabiliyetiyle 1895'te İzmir Mevlevihanesi'ne giren sanatçı, Mevlevihane'nin neyzen başı olan Cemal Bey'den dersler aldı ve burada dört yıl muhib olarak bulundu.

İzmir'deki Bahri Baba Tekkesi Şeyhi Halil Dede'den de sema dersi alan Neyzen Tevfik, aynı yıllarda istibdat yönetimi tarafından sürgün yeri olarak kullanılan İzmir'de, kovulan aydınların uğrak yeri olan mevlevihanede tanıştığı şair Eşref, Tokadizade Şekip, İzmir Gazetesi kurucusu Tevfik Nevzat ve İzmir'de avukat olan Bektaşi Şeyhi Ruhi Bey'in de aralarında olduğu ünlü isimlerin sohbetlerine tanık oldu.

Tevfik, sahip olduğu edebi bilgilerin çoğunu bu aydın kişilerin sohbetleri sırasında edinmesinin yanı sıra bu sohbet meclislerinde dinlediği konuşmaların etkisiyle hayatının ilerleyen dönemlerinde hapishanelerde yattı ve ülkesini terk etmek zorunda kaldı.

İzmir'deyken Giritli Ali Efendi'nin Kütüphanesi'nde gidip gelen Neyzen Tevfik, Mevlevihane Şeyhi Nurettin Efendi'nin arkadaşlarından İzmir Meclis-i Maarif Azası Hacı Hafız'dan ve Ermenekli Hasan Rüştü'den Türkçe, Arapça ve Farsça dersleri aldı.

İlk şiiri 13 Mart 1898'de yayımlandı

Hocası ve arkadaşı Şair Eşref'in hicvin kapılarını açmasının ardından Neyzen Tevfik'in ilk şiiri 13 Mart 1898'de "Muktebes" dergisinde yayımlandı. Tevfik, aynı yıl medrese öğrenimi görmek üzere babası tarafından gönderildiği İstanbul'da, 1899'da Fethiye Medresesi'ne kayıt oldu.

Vaktini Bahariye, Galata ve Yenikapı Mevlevihanelerinde geçirmeye başlayan usta şair, bir mecliste tanıştığı ve daha sonra dost olduğu Mehmet Akif Ersoy sayesinde dönemin müzisyen ve edebiyatçılarıyla tanışma fırsatı buldu.

Ersoy'la yakın bir bağ kuran ve onun aynı zamanda öğrencisi olan Tevfik, İstanbul'dayken edebiyata duyduğu ilgiden dolayı Malumat ve Servet-i Fünun mecmualarının idarehanelerini de dolaştı. Tevfik Fikret ve Halit Ziya Uşaklıgil gibi dönemin üstatlarıyla dostluk kurmaya çalıştı.

Ünlü sanatçı, 20 yaşına geldiğinde artık adını hem usta bir neyzen hem de şair olarak duyurmaya başladı. Fethiye Medresesi'nden 1901'de ayrılan Tevfik, Fatih'teki Şekerci Hanı'nda ve Çukurçeşme'deki Ali Bey Hanı'nda kalmaya başladı.

1904'te Mısır'a kaçtı

Tevfik'in handaki odası daha sonraları bir kültür merkezi halini aldı. Başta hocası şair Mehmet Akif Ersoy olmak üzere dostları, çay sohbetlerinde ve musiki toplantılarında onu yalnız bırakmadı. Odasının başlıca müdavimleri arasında Tamburi Aziz Bey ve İzmirli Kara Hafız Ahmet Efendi de yer alıyordu.

İstanbul'da 1900'da ilk gramofon plak kayıtları gerçekleştirmeye başlandığında plak doldurma girişimlerinde bulunan Tevfik, aynı zamanda Valide Paşa'nın sarayındaki saz heyetine girdi. Sanatçı bu toplantılar sayesinde Tamburi Cemil Bey ile de çok yakın bir dost oldu.

Abdülhamit karşıtı söylemleri nedeniyle jurnallenen ve ardından mahkum edilen Neyzen Tevfik, cezasını çektikten sonra istibdadın baskısından kurtulmak için 13 Şubat 1904'te Mısır'a kaçtı ve burada dört yıl kaldı.

Sanatçı, ney ve hicivle geçimini sağladığı Mısır'da bir arkadaşıyla kısa süreliğine Neyzenler Kahvehanesi açtı. İstanbul ve İzmir'de olduğu gibi Mısır'da da birbirinden farklı ortamlara giren ve birçok kesimden insanlarla tanışan Tevfik, 2. Meşrutiyet'in ilanından bir ay sonra da İstanbul'a geri döndü.

Mısır'dan ayrıldıktan sonra İzmir'e, ardından ise İstanbul'a giderek Çemberlitaş'ta bir han odasına yerleşen Tevfik'in Ahmet Şefik ve Ayşe Behiye adlarında iki kardeşi bulunuyor. Usta edebiyatçının ayrıca bir kaynağa göre 1910'da evlendiği Cemile Hanım'la olan kısa süreli evliliğinden Leman adlı bir kızı oldu.

"Ömrümün 70 yılı bin bir hadisat içinde geçti"

İlk kitabı "Hiç"i 1919'da yayımlanan Neyzen, sara nöbetleri ve alkol kullanımı nedeniyle 1921 yılı boyunca Haydarpaşa'daki Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi gördü. Şiirlerinin çoğunu bu dönemde yazan Neyzen Tevfik, 1929'dan itibaren de 14 defa kayıtlı olarak Bakırköy Akıl Hastanesi'ne yatırıldı.

Hayatı boyunca her anlamda maddi ve manevi destekçisi Mehmet Akif Ersoy'u görmek üzere 1928'de gittiği Mısır'da yaklaşık bir yıl kalan şair, o günleri şöyle anlatmıştır:

"Akif sabahları güneş doğmadan kalkar, Kur'an tercümesine başlardı. Sabah namazını kılar, çayı hazırlar, beni uyandırırdı. Ona hasretini çektiğini söylediği makamlardan taksim yapardım. Gözlerinden damla damla akıttığı yaşı benden saklamak ister ve sonra bana tercüme ettiği Kur'an'dan parçalar okurdu. O zaman ben de coşar elime neyimi alır ve duygularımı neye bırakırdım."

Neyzen Tevfik, dönemin İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Muhiddin Üstündağ'ın girişimiyle kısa bir süre konservatuvarda da görev yaptı. "Ömrümün 70 yılı bin bir hadisat içinde geçti." diyen Neyzen Tevfik, ayrıca 1 Mayıs 1927'de Türkiye'nin ilk radyo istasyonu olan İstanbul Radyosu'nun açılışında Mesut Cemil ve Ferit Kam ile birlikte bulunarak ney üfledi.

Yönetmen Mümtaz Ener'in ısrarları sonucunda 1950'de "Onu Affettim" adlı bir filmde de rol alan sanatçı, film içerisinde konser verdi. Film, 1954 ve 1955 yıllarında sinemalarda gösterildi. 6 Mayıs 1952'de Şehir Komedi Tiyatrosu'nda sevenleri karşısında jübilesini yapan Neyzen Tevfik, burada da Aşık Veysel ile tanışarak, dost oldu. Ona destek olmak için daha sonra 13 Mayıs 1952'de düzenlenen Aşık Veysel Jübilesi'nde sahne aldı.

100'e yakın plağı müzikseverlerle buluşturdu

Usta sanatçı, kronik bronşit teşhisiyle hasta yattığı Beşiktaş'taki evinde 28 Ocak 1953'te hayatını kaybetti ve Neyzen Tevfik'in cenazesi Beşiktaş'ta Sinan Paşa Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından Kartal Mezarlığı'na defnedildi.

Neyzenlikteki ustalığıyla beraber hiciv sanatını kullanarak şiirlerinde toplumsal konulara değinen, hayatı boyunca yüzlerce konsere de imza atan Neyzen Tevfik, neyi ile 100'e yakın plağı müzikseverlerle buluşturdu.

Hayatı boyunca dağınık bir yaşam geçiren sanatçı, üstün bir konuşma yeteneğine sahip olmakla birlikte, hazır cevap biri olduğu için insanları bazen şaşırtan bazen güldüren sözleriyle her zaman ilgi çekti.

Neyzen Tevfik, ayrıca özgürlüğüne düşkün, kendi fikir ve inançlarından ödün vermeyen, paranın kıymetsiz olduğunu düşünen, ney, içki ve şiire düşkün marjinal bir şahsiyet olarak anılıyor.

Şiirlerinin çoğunda hiciv tonu ağır basan Neyzen Tevfik, edebiyat yaşamında şahısları yerdiği şiirlerinde bu kimselerin mevkilerini düşünmeden fikirlerini cesurca söyledi. Hicvettiği kişiler arasında devlet başkanları, birinci ve ikinci sınıf devlet adamları, şairler, yazarlar, doktorlar ve yakın dostları yer alıyor.

Tevfik'in şiirleri 1919'da çıkan "Hiç" ve 1949'da çıkan "Azab-ı Mukaddes" kitaplarında yayınlandı. "Kırk Yıllık Ölü", "Padişahçılık", "Hamam Sefası" ve "Edep" isimli fıkraları da bulunan sanatçının aşk üzerine yazdığı şiirler de var.

Yorumlar (0)
21
açık
Günün Anketi Tümü
Aşı sizce zorunlu olmalı mı olmamalı mı?
Namaz Vakti 16 Nisan 2024
İmsak 04:31
Güneş 05:56
Öğle 12:43
İkindi 16:24
Akşam 19:21
Yatsı 20:41
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 32 48
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 32 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Keçiörengücü 30 36
12. Şanlıurfaspor 30 34
13. Ümraniye 30 34
14. Manisa FK 30 33
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 30 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 31 57
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 31 17
20. Almeria 31 14
Günün Karikatürü Tümü