Erol BULDAK kendisini şöyle anlattı: ''1989 yılında Hamburg'a gelip, geldiği günden beri ticari faaliyetlerde bulunan, paralelde de bir çok dernekte, kuruluşta, 90'lı yıllarından itibaren Halkçı Devrimci Federasyonu, Alevi Birlikleri, HAAK-BİR, akabinde Fenerbahçe, Demokrat Çorumlular Platformu gibi bir çok derneklerde gerek kurucu Üye, gerekse kurucu Yönetim Kurulu Üye'liği yapmış, o kadar iş yoğunluğu içinde sosyal alanda da kendi adına bir şeyler yapmayı kendine görev gibi adletmiş birisi olarak burada yaşayan biri. 2013'den itibaren de Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Almanya örgütlenmesi çerçevesinde görevlerde bulundum. Aslında 1994 yılında da böyle bir örgütlenme olmuştu. Hamburg'dan bir arkadaşımla Köln'deki o toplantıya davet edilmiştim. O dönemde Alirıza GÜLÇİÇEK vardı, sonra Vekil olmuştu. CHP'nin Yurt Dışı örgütlenmesine atılan son adım 3 Şubat 2013'de başladı. O günden itibaren de kurucu Yönetim Kurulu Üye'si olarak iki dönemle başladık. Sonra bir dönem Başkan yardımcılığı görevi, sonrasında da 2018'de yapılan Genel Kurul'da Başkan seçildim ve bu görevi sürdürüyorum''.
BİLGİ PAYLAŞIMI KONUSUNDA SİYASET GÖZETMEKSİZİN YAPILAN CANLI PROGRAMLAR
Pandemi sürecinde insanlarda sürmekte olan endişelerin kendilerine de yansıdığını söyleyen BULDAK, muhalefet partisi olmanın getirdiği sorumluluklarla gerek burada yaşayan vatandaşların, gerekse Türkiyede'ki gelişmelerden dolayı duyarsız kalınamadığını belirtti. ''Buradaki örgütlü mücadelemiz adına muhalif olan, duyarlılık gösteren ilerici, demokrat, devrimci her kesimle dönem dönem buluşup, fikir alışverişinde bulunuyoruz'' diye konuşan BULDAK, Pandemi öncesine kadar kimi dönemlerde de örgütlü olarak çok güzel işler yapıldığını, en son İsmail SAYMAZ ve Barış YARKADAŞ'ı Hamburg'da ağırladıklarını ifade etti. BULDAK, '' Hamburg'da yaşayan her kesimin, özellikle vurgulamak isterim, her kesimin katılımıyla, yaklaşık 600 kişinin bulunduğu güzel bir panel oldu. Biz bunu devam ettirecektik, planlarımız da vardı. Canan KAFTANCIOĞLU, Veli AĞABABA ve Özgür ÖZEL'i ağırlamak için o şekilde bir salon bile tutmuştuk, maalesef koşullar bu şekilde olunca bir deklarasyon ile kamuoyunu bilgilendirdik. Bu tabi bahane değil. Aynı hızla, belki daha fazla, gerek yurt dışı başkanlarımızla, gerek Almanya Birlik başkanlarımızla, gerekse Türkiye'de bizim Genel Merkez, Yurt dışından sorumlu Koordinatörümüz, ya da örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılarımızla dönem dönem istişare ederek yapılacak ya da yaptığımız işlerle alakalı internet üzerinden programlar yapıyoruz'' dedi. BULDAK, Eskişehir milletvekili Utku ÇAKIRÖZER'in ilgilendiği bir konu olan bilgi paylaşımı konusunda siyaset gözetmeksizin, mağdur her kimse herkesle ilgili canlı programların yapıldığını ve çok ilgi gördüğünü, dönem dönem de devam edildiğini belirtirken, bu tarz mağduriyetlerin giderilmesi adına hükümetin buna kulak vermesi temennisinde bulunduklarını söyledi.
'ATATÜRK'ÜN KURDUĞU PARTİYİ TEMSİL ETMEK GURUR VERİYOR'
Bir dahaki seçimde başkanlık adayı olma konusunda açıklamalarda bulunan BULDAK, şunları söyledi: ''Buna şimdiden evet ya da hayır demek istemem açıkçası. Hayal de kurmuyorum, hiç bir zaman da hayatımda kurmadım. Tabii büyük düşünmek gerekir, hep de düşünürüz. Gerçi her şey hayal kurmakla başlar da, koşulların neyi getirip, neyi gösterdiğine bağlı. Başkan olmak benim elimde olan bir şey değil, ya da benim istememle başkan olunmuyor. Buradaki CHP gönüllülerinin, CHP üyelerinin teveccühü ile oluyor. Ben o görevle alakalı bir daha seçilirsem neden olmasın? Benim adıma ulvi bir görev. Başta CHP Genel Başkanı'nın oturduğu makamı temsil etmek, en önemlisi dünyada devlet kuran tek kişi olan ATATÜRK'ün kurduğu bir partinin, Mustafa Kemal ATATÜRK'ün oturduğu koltuğu temsil etmek bana, çevreme, aileme çok ciddi gurur veriyor. Ben de bunu layıkıyla yapmaya çalışıyorum. Eksiklerimiz her zaman vardır ama bu eksikleri kapatma yolu şu şekilde olmalı: Burada bizimle beraber olan başta Yönetim Kurulu'muz olmak üzere üyelerimiz, gönüllülerimiz ve burada yaşayan herkesin bizlere destek olması gerekir. Eleştiriye her zaman açığız. İthamlara asla meydan vermeyiz. Ne yapılması gerekiyorsa hep beraber, her zaman, her yerde bunu birlikte yapmaya varız. Bizim göremediğimiz, ulaşamadığımız her ne konu varsa biz açığız. Herkes bize bir telefon uzaklığında. Görüşebilir, konuşabiliriz. Program yapabilir, gidilecek yere gidebiliriz. Dönem dönem Hamburg ve Schleswig-Holstein'da bugünkü koşullara rağmen insanlarla az da olsa, koşullara uygun şekilde buluşup, konuşup sorunlarımızı masaya yatırıyoruz''.
'ALMANYA'DA YABANCI DÜŞMANLIĞI KONUŞULUYOR, BİZLER BİRBİRİMİZE NE KADAR YAKINIZ?'
Burada yaşayan insanların en büyük probleminin insanların yalnızlığa itilmesi olduğunu vurgulayan Başkan, gurbette yaşayan insanların çok daha duygusal olduklarını, çünkü sıla hasretinin başka bir şey olduğunu söyledi ve konuşmasına şöyle devam etti: ''Anadilinizi istediğiniz gibi konuşamadığınız her yerde kısmen de olsa kendinizi garip hissedersiniz. Özellikle 1. kuşak Almanca'ya çok hakim olmadığı için, son kuşak da Türkçe'ye hakim olmadığı için iletişim eksikliği doğuyor. İletişim eksikliği de kültür farklılığını ortaya çıkartıyor.Dolayısıyla da insanlar yalnızlığa itiliyor. O yüzden bunu aşmada insanlar sosyal alana kendilerini yönlendirmeliler. Bunun ne olduğunun önemi yok. Spor dernekleri, diğer dernekler, Türkiye ile ilgili Almanya ya da Hamburgda kurulmuş dernekler de olabilir. Sırf 24 saat iş ya da kahve hayatıyla iletişim eksikliği daha da körükleniyor. Ciddi anlamda psikolojik bir bunalım yaşanıyor. Bir çok aile içinde ya da dışarıda bir çok problemleri var. Gençlerin bir çoğu okullarında başarısız, ya da içe kapanık yaşıyor. Toplumun önünde çıkıp da kendi derdini sormaktan çekiniyor, ya da gençler derneğe gelmiyor. En kötü şey bana göre yalnızlık. Almanya'da yabancı düşmanlığı konuşuluyor, bence de var ama biz Türkler birbirimize ne kadar yakınız? Bizler de birbirimize yabancılaştık. Son 15-20 yıldan beri gelen siyasi akım bizleri ayrıştırdı. Yani komşuluk, arkadaşlık, dostluk, birbirinin kapısına gitme, gönül alışverişi, fikir alışverişi bunlardan da uzaklaştık. Ötekileşti insanlar yani. O'cusun, Bu'cusun diye bir hal aldı. Siyaset üstü arkadaşlıklar,dostluklar olması gerek. Biz fanatizmi körükleyen herşeye karşıydık. Şu partiliyiz, bu partililiyiz, şu takımdanız diye körü körüne değil, ahlaklı olmak ön koşuldur. Adeta günümüzde ahlaklı olmak, namuslu olmak, dürüst olmak lüks olarak söylenmeye başlandı. Oysa ki insan olmanın doğal halidir. Aslında hepimiz öncelikle ahlaklı birer birey olmak zorundayız.''.
CHP ALMANYA ÜST ÇATI ÖRGÜTÜ KURULUYOR
CHP Yurt Dışı çalışmalarına değinen BULDAK, Pandemi döneminde Genel Merkez Yetkilileri ile Almanya Tüzük Kurultayı yapıldığını, sonra da bu koşullara rağmen Almanya üst çatı örgütü ile ilgili tüzük çalışmasının bitirildiğini ifade etti. Koşulların normalleştiğinde bir araya gelinip, CHP Almanya'nın kurulacağını hatırlatan BULDAK, ''Şimdi Almanya'da mevcut 9 tane Birliğimiz var. Bu Birlikler şehir yapılanmasına dönüşecek, Kiel'de ön çalışmaları başlattık, arkadaşlarla görüştük, kuruyoruz. Hamburg ve Schleswig-Holstein yerine, Hamburg CHP, Lübeck CHP, Kiel CHP olacak. Diğer eyaletlerde, örneğin Kuzey Ren-Vestfalya'da (NRW) daha çok şehirlerde olacak. Tüzüğünü bitirdik, bunun çalışmalarını alt yapı olarak bitirdik, resmi olarak CHP Almanya olacak, koşulların normalleşmesini bekliyoruz'' dedi.
BİR YURT DIŞI BAKANLIĞI NİYE OLMAZ Kİ?
Türkiye hükümetinin yurt dışındaki yaşayan vatandaşlara verdiği hizmet hakkında konuşan BULDAK, ''Elbette bir şeyler yaptıklarını zannediyorlar ama bana göre bir çaba verilmiyor. Ciddi manada buradaki insanların mağduriyeti var. Emeklilik, eğitim, askerlik sorunları, taşınmazlar ile ilgili ve daha bir sürü sorunlar var. Bunlarla çok yakından ilgilenilmiyor. Örneğin bir Yurt Dışı Bakanlığı niye olmaz ki? 6,5 Milyona yakın yurt dışında Türkiye vatandaşı insanımız var. Belki bunu sırf bugünkü hükümete yaslamak da doğru değil. Geçmişten bugüne bu sorun devam ediyor. Hizmet sadece konsolosluklar aracılığla yapılıyor gibi görünüyor. Hamburg'daki konsolosluk hizmetlerini çok yeterli buluyorum. Biz seçim döneminde de yaklaşık toplamda 72 gün gibi değişik dönemlerde beraber olduk. Konsolosluğun koşulları çok iyi olmamasına rağmen, orada çok iyi ağırlandık. Önceki Başkonsolos Fatih bey, şimdi Yonca hanım, çok rahat ettik, konsolosluktaki o sıcak havayı yaşadık. Burada diğer partililerle de biz çok iyi bir dayalog içinde o seçim sürecini sürdürdük. Bunda da Yonca hanımın katkısı çok büyük oldu'' şekinde konuştu.
'GÜÇLERİ BİRLEŞTİRMEMİZ GEREKİR'
'En son neler söylemek istersiniz?' sorusuna BULDAK şöyle yanıtladı: ''Yeni yıl mesajında şöyle demiştim: Onlar bağnazlığı, ayrımcılığı, şiddeti, harisliği, düşmanlığı, kin ve nefretten beslenen karanlığı körüklüyor.
Bizler ise buna karşı, inandıklarımız adına; hoşgörüden, barıştan, dayanışma kültürümüzden, özgürlüklerden, haktan,hukuktan, adaletten, sevgiden ve ortak paylaşımlardan yana olan mücadelemizi, dayanışmamızı amasız, fakatsız her kesimle birlikte sürdürmemizin mutlak olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu ülke bizim, hiç kimse benden çok ülkeyi sevdiğini düşünmesin. Bu herkes için de geçerli. Hepimiz yurtseveriz, hepimiz ülkeyi seviyoruz. Hepimiz o ülkenin topraklarında rahat ediyoruz. Duyarlıyız ki, bu görevlerdeyiz. Herkesin yaptığı gibi fahri bir görev, biz de gönüllülük esasına göre yapıyoruz. Hatta bu görev bana bu ülkede, bu şehirde ticari olarak zarar da veriyor ama ben onun gururunu taşıyorum. Dolayısıyla da küçük şeylerden vazgeçip, ülke adına gerek Türkiye için gerekse burada yaşayan herkes için bir şeyler yapmaktan yana ben varım. Bunun için de güçleri birleştirmemiz gerekir diye düşünüyorum''.
Haber/Foto: Hamburg Manset gazetesi Naciye ASLAN