manset

Yıldız, ülkesini seven herkesin Türkiye tanıtımının içinde olmasına dikkat çekti

GENEL

TUTAP Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Yıldız oluşumun Türkiye turizmi üzerinde etkileri, projeleri ve hedefleri gibi konularda Manşet gazetesine bir röportaj verdi. Yıldız, Türkiye’nin marka değerinin artırılması gerektiğini, bu konuda birlik olmanın önemli olduğunu söyledi.

Hamburg Manşet

Başkan Fikret Yıldız ile röportajımız şu şekilde:

*Fikret Yıldız kimdir, kısaca tanıyabilir miyiz?

Ankara doğumluyum, eğitimimi Ankara’da tamamladım, inşaat bölümü mezunuyum. Yaklaşık 14 yıldır TUTAP (Turizm ve Tanıtma Platformu) Yönetim Kurulu Başkanlığı yapıyorum. Bu arada 7 yıl kadar TRT Haber’de, TRT Avaz’da Dünya Mirası Türkiye programları hazırlayıp sundum. Ülkemizin hem yurt içi hem yurt dışında tanıtılması adına proje hazırladık. Bunu hayata geçiriyoruz. Burada önemli olan ülkemizin hak ettiği şekilde tanıtılması ve bunun karşılığında da gerek turist sayısı gerekse milli gelirimize katkı sağlamaktır.

*TUTAP ve çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?

Türkiye Tanıtma Platformu bir Sivil Toplum Kuruluşu’dur. Üstlendiği misyonu gereği ülkeyi tanıtmak çerçevesinde kurulmuş bir oluşum. Burada yapmamız gereken birinci hedefimiz devletimizin tanıtma yükünü üzerinden almak ve onlara destek olmak. Yıllardır yaptığımız çalışmalarda elde ettiğimiz materyalleri ilgili bakanlığımızla, bir takım farklı kurumlarla, yerel yönetimlerle ve SKT’larla paylaşıyoruz. Neticede bizim yaptığımız çalışmaları direk hedefe ulaştırmanın yanında, bir de paylaşımlar yapıyoruz ve bunlar ülkemizin imajına, vizyonuna yakın çalışmalar olması gerekiyor. Neticede her şeyi devletten beklemek ve devlet memuru zihniyetiyle ülkeyi tanıtmak mümkün değil. Bu konuda yetersiz kalındı, zaten herkes tarafından biliniyor. O yüzden bizim gibi STK’ların oluşması verimli çalışmalar yapılması tabii ki ülkemiz adına büyük bir kazançtır. Bizler bu 14 yıl süre içerisinde birçok tecrübe edindik. Bu konuda liyakat elde ettik, donanım yaptık. Bir taraftan kendimizi donatırken aslında bir hedefimiz de kendi insanlarımızı bilinçlendirmek, çünkü neticede kendi ülkesini tanımayan vatandaşlarımız çok olunca önce kendi ülkeni tanı, sonra tanıt diyoruz biz de. Bir de ‘Ağaç yaş iken eğilir diye bir atasözü’ var. Çocuklarımızı ve gençlerimizi önce temelden eğiteceğiz ki onları bilinçlendireceğiz, donatacağız ki ilerleyen yaşlarında bu insanlarımız hem gittikleri ülkelerde hem gelen misafirlere donanımlı bilgi anlatmakta daha bilgili olsunlar. Bu da eğitimden geçiyor, biz eğitime çok önem veriyoruz. Başlatmış olduğumuz Kültür ve Turizm Elçisi Projeleri kapsamında bütün üniversite öğrencilerimizi donatarak, bilgilendirerek birer turizm elçisi yapmak hedefindeyiz. İnşallah bunu 2022-2023 yıllarında bütün üniversitelerimizde yaygınlaştırarak buradan bir sonuç alacağız. Tabi burada sadece Türkiye Tanıtım Platformu’nun gayreti yeterli değil, bu işte ülkesini seven herkesin bu işin içine girmesi, bu konuda destek vermesi gerekiyor. Birlikten güç doğar, sadece bir STK’nın bu işin altından kalkması da mümkün değildir. Neticede işin manevi tarafı bir de ekonomik boyutu var. Bütün bu çalışmalar belli bir destekten, belli bir maddi kaynakla yapılacak çalışmalardır. O yüzden de her şeyi devletten beklemenin yanı sıra ülkesine sevdalı insanların bu işte sorumluluk almaları, özellikle iş adamlarımızın sorumluluk almaları büyük önem arz ediyor. Tabi burada onların da doğru projelerde yer almak gibi bir psikolojik beklentileri var. Yani ben eğer bir yere destek vereceksem, onun gerçekten hak ettiği yere gittiğine inanmam gerekiyor. Bu çerçevede bizlerin de kendimizi de iyi ifade etmemiz gerekiyor. Biz de TUTAP olarak hem benim kendi medyada olan çevrem, yıllarca basın sektöründe de ülke tanıtımı adına yapılmış çalışmalar olsun, bunları iyi ifade ettiğimizi düşünüyorum. Artık bu bağlamda güven sıkıntısı yok, sadece artık ulaşabilmek ve insanları bir şekilde harekete geçirmek sürecini başlattık. Bu çerçevede de ciddi çalışmalar yapıyoruz, özellikle Avrupa ülkelerinde şu anda bir hareketlenme var. Bugün farklı terör örgütleri bile çok iyi organize olup bize karşı bir mücadele yapabiliyorlar, biz neden ülke sevdalıları bir araya gelemeyeceğiz? Bizim daha güçlü olmamız, bir milli duruş sergilenmesi gerekiyor ama maalesef bu konuda biraz yetersiziz. O konuda bir birliktelik sağlayamıyoruz, gerekli dayanışmayı gösteremiyoruz, bu da bizi üzüyor. Burada tabii ki devletimizin görevlendirdiği birtakım büyükelçiler, konsoloslar ve ataşeler olsun, bunların da artık sorumluluk almaları gerekiyor. Biz millet olarak birlikteliği göstermemiz ve bizim ‘birlikten güç doğar’ mantığıyla hareket etmemiz gerekiyor.

Biz sesimiz çıktığı kadar anlatmaya çalışıyoruz ama tabii ne kadar ulaşıyoruz ne kadar ulaşamıyoruz bu da ayrı bir konu. Fakat o heyecanı taşımak, onu yaşamak, onu anlatmak şu anda bizim yapabildiğimiz en önemli çalışma.

TUTAP turizm açısından ne gibi bir önem taşıyor?

Turizm çeşitliliğine baktığımız zaman Türkiye dünyanın en zengin ülkesi. Bugün dünya miraslarına bakıldığı zaman Unesco’da kayıtlı tescilli alanlarımıza baktığımız zaman, yine dünyanın en zengin ülkesi arasındayız. Bunlar bir avantajdır, çünkü insanların ortak değerleri olan bu dünya mirasları hakkettiği şekilde tanıtılırsa turist zaten burayı tercih ediyor. Özellikle ekonomik durumu çok iyi olan turist kesimi sizin kültürel, tarihsel unsurlara, mabetlere gelip ziyaret ediyorlar. Mesela Hristiyanlar Türkiye’ye gelip hacı oluyorlar, inanç turizmi kültür turizminin içerisinde yer alıyor. Bu çerçevede de bizim sahip olduğumuz sadece Müslümanlara ait mabetler değil. Biz bütün semavi dinlere sahip bir ülkeyiz. O yüzden de sadece Müslümanlara ait yerleri değil bütün dinlere ait yerleri ve mabetleri de dünya insanına tanıtmak durumundayız. Bunları tanıttığımız zaman ekonomi durumu iyi olan turist kesimi fazla gelir ve milli gelirimize katkı sağlar.

TUTAP 2018 yılında dünyanın en önemli turizm fuarlarına katılıp Türkiye’yi tanıttı ve 2019’da Cumhuriyet tarihimizin en yüksek rakamına ulaştık. 51 Milyon turist ve 35 Milyar dolar gelir elde ettik. Pandemi sürecinde biraz azalma oldu ama sahip olduğumuz zenginlikler ileriki yıllarda yine o rakamlara hatta üzerine çıkmayı da bize gösterecektir inşallah. Biz az çok biliniyor, tanınıyoruz diye bir lüksümüz yok. Bugün bir Eyfel kulesi bile Paris’e 15 Milyon turist ziyaret ediyorsa, bizim sahip olduğumuz zenginlik tarihi eserlerimizle belki 100 katı ziyaretçi almamız gerekiyor o zaman. Maalesef burada bir tanıtım yetersizliği var. Ülkemizin marka derecesini artıracak tanıtımı maalesef yeterli düzeyde yapamıyoruz. TUTAP bu misyonuyla bir önem arz ediyor. Bu misyonuyla insanları harekete geçirecek ve ekonomik durumu iyi olan turist kesimini daha fazla çekerek milli gelirimize katkı sağlamış oluyor.

Başkanı olduğunuz oluşumun tanıtımı hakkında ne söylemek istersiniz?

Özellikle tanıtımda liyakati olan, gerçekten bilgisi, tecrübesi olan insanların burada bulunması önemli, yoksa paranız olsa dahi doğru tanıtım yapamazsınız. O etkiyi artırmak biraz da iyi planlama, iyi strateji belirleme ve doğru hedeflere ulaşabilmedeki becerinizdir aslında. Bu konuda tabii ki biraz eksikliklerimiz var. Yani her şeyi devlet yapar zihniyetiyle geçtiğimiz yıllarda hep böyle çalışmalar yapıldığı için sivil birliktelik çok sağlanmamış. Nasıl olsa devletimiz ülkemizi tanıtıyor, bizim burada olmamıza gerek yok mantığında hareket etmişiz genelde. Ama biz TUTAP’ı kurduktan sonra bu sivil birlikteliği sağladı. Aslında biz herkesi harekete geçirdik. Kendi insanlarımızı donatırken bir taraftan yurt dışındaki insanlarımızın da bu konuda harekete geçmesi adına birtakım girişimlerde bulunuyoruz. Bu da çok önemli, yani bir elin nesi var, iki elin sesi var. Biz önce ülkemizi tanıyacağız, sonra dünya insanlarına daha iyi tanıtacağız

Dış ülkelerdeki temsilcileriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Şu anda yaklaşık olarak 20’ye yakın ülkede temsilcimiz var. Yurt dışında 38 temsilcimiz var. Tabi bunu artırma durumundayız. Sürekli günden güne her gün bu sayılarda artış oluyor. Tabi doğru insanlar, gerçekten ülkesine sevdalı insanların burada tercih edilmesi gerekiyor. Bizim o konuda biraz hassasiyetimiz var. Her bize başvuru yapan, temsilci olmak isteyenlere de kapımızı açmıyoruz. Biraz bu konuda araştırmalar neticesinde gerçekten hak ediyorsa, ülkesini gerçekten seviyorsa veya onun için birtakım fedakarlıklar yapabileceğini inanmışsak onları tercih ediyoruz.

Gelecek için hedefleriniz nelerdir?

Türkiye’nin marka değerini artırmamız gerekiyor. Türkiye gerçekten marka değeri olan bir ülke. Tarihsel, kültürel, yöresel zenginlikleri bakımından, dünyanın miras alanları bakımından gerçekten çok çok zengin bir ülke. Turizm çeşitliliği bakımından zaten çok zenginiz, her bölgemizin ayrı bir özelliği var, çok mozaik bir ülkeyiz. O yüzden bu ülkenin tanıtılması o kadar da zor değil aslında, yeter ki doğru stratejiler, doğru hedefe ulaşabilirsek, bu konuda planlı hareket edebilirsek ve birlikte hareket edebilirsek ben inanıyorum ki çok güzel sonuçlar alacağız. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın da turizmden çok büyük beklentisi var. Hem ekonomik beklenti hem de yurt dışındaki vizyonla marka değerine pozitif katkı sağlaması bakımından beklentilerine biz bu sahip olduğumuz zenginliklerle inşallah daha iyiye ulaşacağız diye düşünüyorum.

Son olarak neler eklemek istersiniz?

Ben şu çağrıda bulunuyorum her şeyi devletten beklemeyelim artık. Bizim içimizde de çok durumu iyi olan iş adamlarımız var, işte Koç’lar, Sabancı’lar ve buna benzer birçok isim var. Bunların da artık ülke tanıtımında yer alması gerekiyor. Onlar bu işin içinde olurlarsa daha güzel projeler üretilir, daha faydalı olur, daha büyük hedeflere ulaşırız. Her şeyi devletten beklemeyin, gelin sizler de bu ülkenin toprağından, suyundan, havasından, her şeyinden faydalanıyorsunuz. Hiç olmazsa şu ülkeye tanıtım konusunda destek olun ki buna imkanlarınız da çok çok var. Bu dayanışmayı sağlamız gerekiyor. Olaya siyasi bakmamak lazım, ülke tanıtımı siyaset üstü bir duruşla sonuç alınabilir. Neticede hiçbir siyasi partiyle bir bağımız yok, tamamen bayrağımıza, vatanımıza bağlılığımız, ecdadımızın bize bu ülkeyi bırakırken ne şartlarda bıraktığını da hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor. O yüzden daha sıkı sarılmamız gerekiyor çünkü başka bir Türkiye yok. O yüzden ülkemizi güçlü kılmak adına turizmden de çok büyük gelir elde etmek durumundayız. Bu manevi duygularla hareket etmemiz gerekiyor, içten ve samimi duruş sergilememiz gerekiyor. Maalesef bu terör örgütlerinin sağladığı o birlikteliği bizim onlardan çok çok daha fazla sağlayarak onları bir şekilde ekarte etmemiz gerekiyor.

Röportaj: Naciye ASLAN

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.